Bu sabah 2018 yılı beklentileri hakkında bilgi vermek istiyorum.
IMF, Dünya Bankası ve analizleriyle öne çıkan kuruluşlara göre, 2018 yılında Dünya Ekonomisi % 3.3 ile 3.7 arasında büyüyecek. Bu büyümeden aslan payını alacak olan yine gelişen ülkeler. İlginçtir 2017 içinde büyümesine olumlu bakılan Almanya gibi ülkelerin 2018’de az da olsa yavaşlayacağı öngörülüyor. ABD’de ise büyümenin % 2’nin üzerinde olması bekleniyor ki bu bir sürpriz değil. Enflasyonun da benzer şekilde ABD’de % 2’nin üzerinde seyredeceği tahmin ediliyor.
Fransa ve Almanya bir şekilde yürümeye devam edecekken, İngiltere’nin idare edeceği ama İtalya’nın başının dertte olacağı konusunda beklentiler var. İspanya’nın yavaşlayacağı öngörülüyor.
Yine bu yıla kötümser başlanılan ama Eylül ayında revize edilen tahminlere göre, 2017’de toparlanan Dünya Ticareti, 2018’de belirgin şekilde yavaşlayacak. Gelişmiş Ülkelerin ithalatında bu yavaşlamanın gözle görülür olacağı, gelişen ülkelerde ise ithalat canlı devam etse de 2017 kadar olmayacağı düşünülüyor. Bunun sadece ekonomik yavaşlama ile değil, korumacılığın iyice artması endişesi ile de açıklayabiliriz.
Çin’in % 6’dan daha düşük bir büyümeye sahip olacağı öngörülürken, şampiyon her zamanki gibi Hindistan olacak. Türkiye’nin yoğun ihracat yaptığı pazarlarda şartlar zorlaşacak diyebiliriz. Ancak, 2018 yılında Afrika’da Alt Sahra ülkelerinin büyüme konusunda göz dolduracak bir performans göstermesi bekleniyor. Elbette bu pazarlar kolay pazarlar değil. Çok ciddi istikrarsızlıklar yaşayan bu ülkelere Türkiye’nin Avrupa’ya sattığı gibi mal satması orta vadede mümkün değil. Ancak bir yerden başlamak lazım.
En yakın komşular Suriye ve Irak’ta büyümenin % 3-3.5 civarında olacağı ancak iki ülkenin enflasyon oranlarının farklılık arz etmesi bekleniyor. Irak’ta % 2 veya 3 civarında beklenirken, Suriye’de enflasyon % 30’un üzerinde gerçekleşecek.
Özetle 2018 beklentileri böyle. “Bu yıl da zor geçecek” sözlerini artık kanıksadık. Açıkçası hem dünya hem de Türkiye son 4-5 yıldır her yılın başında aynı cümleyi söylüyor. Bir taraftan da teknolojiyi tasarlayan ve geliştirenlerin diğer ülkelerle arayı hızla açtığını görüyoruz.
Prof. Dr. Emre Alkin