2021 için tek hane TÜFE beklentim yok, 2022 için ümitliyim

TÜFE rakamları açıklandı. Hemen öncesinde açıklanan İTO rakamlarının bize verdiği mesaj açıktı aslında: “Düşük bir rakam beklemeyin”

Hatırlarsak: İTO verilerine göre, İstanbul Ücretliler Geçinme Endeksi aralıkta bir önceki aya göre %1.36 artmıştı. Yıllık artış geçinme endeksinde ise %14.40 oldu.

TÜFE rakamları İTO rakamlarının bir parmak üzerinde gerçekleştiği için, 2020 yılına ait tüketici fiyatları endeksinin %14.5’ten fazla çıkacağını söylemek falcılık olmazdı. Zaten %14.6 açıklandı. Çekirdek enflasyon ise %14.3 seviyesinde 2020’yi tamamladı ve işimizin ne kadar zor olduğunu gösterdi.

Tekrar hatırlatayım: Çekirdek enflasyon mevsimine bakmadan her ay satın almak zorunda olduğumuz mal ve hizmetleri içeriyor. Bu konunun ayrıntısına yarınki yazımda değineceğim.

“Ekonomi yönetimi baz etkisinden kaynaklanacak morali doğru kullanmalı…”

Geçenlerde ekonomistlerle yaptığımız bir mini ankette, 2021 için en yüksek beklentiye sahip olan Mahfi Eğilmez Hocaydı. Ben 2021’de %10-12 civarında bir TÜFE beklerken, genel eğilim maksimum %13 olacağı yönündeydi. Ancak Mahfi Hoca % 14 enflasyon beklediğini ifade etti. Eğer dediği doğru çıkarsa yıl boyunca aylık ortalama %1’in üzerinde çıkacak demektir ki, şaşıracağımız bir durum değil. Yıllık %25’ten yüksek seyreden ÜFE rakamları bize gösteriyor ki, talebin canlandığı her dönemde maliyetler doğrudan tüketici fiyatlarına yansıtılacak. İşimiz zor özetle.

Ben yine de umudumu koruyarak, geçen yılın başında olduğu gibi “TÜFE’yi aylık %0.7 ile %1 arasında tutmalıyız” diyerek olacağı değil de olması gerekeni ifade edeyim.

Aslına bakılırsa geçen yıla ait veri üzerine tartışmanın vakit kaybetmek yerine, bu yıl yapılması gereken neyse ona bakmamız lazım.

Ancak geçen yılın serisi bu yıl bitene kadar etkili olacağını hatırlayalım. Geçen yıl birkaç ay haricinde düşük TÜFE oranları açıklanmıştı. Ekonomi yönetiminin baz etkisinden doğacak avantajı doğru değerlendirmesi gerekir diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara