Alternatif Yaratırken Başımıza Gelenler…

Açıklanan enflasyon oranları bize gösteriyor ki, TÜFE’nin gerçekten düşmeye başlaması için gelecek yılı bekleyeceğiz. Her ne kadar İTO geçinme endeksinin yarısı kadar açıklansa da, TÜFE’nin yıl sonu hedefleri tutturması için bundan sonraki aylarda % 1.50-2.00 civarında enflasyonların yaşanması gerekiyor. Bunun da eldeki şartlarla çok mümkün olmadığını söylemeliyim.

Türkiye’de her şeyin fiyatı artarken, enflasyonun yavaşlamasını beklemek zor. Bana kalırsa açıklanan TÜFE oranı Merkez Bankasının bir kez daha faiz indirme imkanının önüne set çekti. Ancak TCMB’nin ne yapacağı konusunda kimsenin net bir fikri yok.

Huawei’nin davetiyle geldiğim Viyana’da birçok kişi bana faizleri neden düşürdüğümüzü sordu. Hazine ve Maliye Bakanımızın geçenlerde yaptığı açıklamanın arkasına sığınarak, esprisine “neoliberal modelin reçeteleri işe yaramıyor” dedim. Ancak hemen arkasından şunu ekledim. “Şu ana kadar bizde uygulananlar da bir işe yaramadı”.

Katıldığım panelde, tarım alanlarında yüksek teknoloji ve 5G’nin verimliliğe getirdiği faydalar üzerine birçok tartışma yapıldı. Yarın daha detaylı olarak bahsedeceğim.

“Avrupalılar kan ağlıyor” söylemlerinin Türkiye’de taraftar bulduğu bir gerçek ama, İspanyollar, Avusturyalılar, Norveçliler, Almanlar ve Fransızlar medyamızda bahsedildiği kadar endişeli gözükmüyorlardı. Hayat pahalılığı konusunda şikayet etmek yerine, dünyanın giderek demokrasiden ne kadar koptuğunu tartıştıyorlar. Özellikle İsveç ve İtalya’da aşırı sağın yükselişinden rahatsızlar.

“Seçimden Sonra Bizi Ne Bekliyor Olabilir ?…”

Bizdeki enflasyon oranını söylediğim zamanlar hem şaşkınlık hem de üzüntü duydular. Ancak Türkiye’nin gücünden haberdarlar ve “nasıl bu duruma düştünüz” diye sormaktan kendilerini alamadılar. Cevap vermesi hem kolay hem de güç olan bu soruyu duymamazlıktan geldim. Gençlerin metaverse yatkınlığı ve bizi bekleyen yeni teknolojiler ile tehditler üzerine bir tartışma başlatıp kurtuldum.

Gerçekten de, uyguladığımız ekonomik modelin pratik gerçeklerden uzak denemelerinin sebebini anlatabilmek çok güç. Yeni bir şeyler denemek ve batının ittirdiği çözümlerin geçersizliğini ispat etmek uğruna katlandığımız maliyeti görüyoruz. Seçimlerden sonra işlerin düzeleceğine dair kaygılarım oluşmaya başladı. Aynı kaygım dış ve iç politikadaki karmaşık tutum için de geçerli. Dışarıdan bakanın net olarak anlayamayacağı hatları tam belirlenmemiş, amacı tam kestirilemeyen politikaların uygulandığı algısı giderek güçleniyor.

Bu ayrıntılar çerçevesinde TL’nin uzun süre direnmesinin mümkün olmadığını, bu durumun tekrar enflasyonu yükselteceğini söylemek falcılık olmaz. Yıl sonuna kadar olan bitenleri dikkatlice takip etmekte fayda var diye düşünüyorum.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara