Dün neredeyse düşüş yaşamayan Borsa yok gibiydi. Geçen yıldan beri 2018 yılında yaşanacak pozitif gelişmeleri satın alarak hızla yükselen aktifler, bir kısım kar satışlarıyla sakinleşti diyebiliriz.
Ben kendi adıma bu düşüşleri “sağlıklı” olarak nitelendiriyorum. Eğer bu kar satışları gerçekleşmezse, herkesin korktuğu “balon” riski iyice elle tutulur hale gelecek. Kripto paralar ile ilgili yükselişlere ise mesafeli yaklaşıyorum. Daha önce de belirttiğim gibi bunları alış-veriş aracı olarak değil de, emtia veya hisse senedi olarak değerlendirirsek hata yaparız, büyük para kaybederiz.
Kripto paralara doğrudan “para” muamelesi yapmak en iyisi. Böylelikle değer kazanmaları veya kaybetmelerini tasarrufun konusu değil, harcamanın konusu haline getirmiş oluruz. Örnek vereyim: Yıllar önce Cenevre’ye uçakla indiğimde herkesin yüzünün kağıt gibi beyazlamış olduğunu gördüm. “Hayırdır kim öldü ?” diye sordum. “Biz öldük !” diye cevap alınca, biraz kurcaladım. Meğerse İsviçre Merkez Bankası ben uçağa binerken İsviçre Frangına müdahale etmekten vaz geçtiğini açıklamış. Yani Euro’ya karşı sürekli değer kazandığı için uzun bir zamandır, piyasaya İsviçre Frangı satıyormuş.
Sonunda “her gün öleceğime bir gün ölüp kurtulayım” demişler. Sonuç: İsviçre Frangı 3 saat içinde % 30 değer kazanmış. Yani benim İsviçre seyahatimin maliyeti Euro cinsinden % 30 artmış oldu. Komşu ülkelerde yapacağım bir tatil Euro cinsinden daha ehven hale geldi. Elbette çok geçti, İsviçre seyahatini bu konuda espriler yaparak bitirdim. Tasarruflarım erimedi, birşey de kaybetmedim. İsviçreliler de “pahalılanma” şokunu atlattılar.
Kripto paralara da bu şekilde yaklaşmak lazım. Bir alış veriş aracı olarak görmek ve değer artış ya da azalışlarını tüketimi pozitif ya da negatif şekilde etkileyen haline odaklanmak gerekir. Bunlara hisse senedi veya emtia muamelesi yapmak en hafif ifadeyle macera aramaktır.
Prof. Dr. Emre Alkin