Geçen ay bir yazımda şu cümleyi kullanmışım:
“..BİST yükseldikçe risk de artıyor desem yanlış olmaz. Seçimle alakalı gerginlikler artarken en iyi kar cepteki kar demek lazım…”
Bir haftadır herkes borsadaki düşüşü kendine göre yorumlarken, ben daha siyasi cephede bazı gelişmelere dikkat kesildim. Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamayla seçim tarihi konusunda tartışmalar şiddetlenir iken, İBB Başkanı’nın siyasi geleceği söz konusu tartışmaların merkezine oturuverdi.
Seçimin 21 ya da 28 Mart’ta olabileceğini tahmin ediyorduk zaten ama beklenti ile gerçekleşme arasındaki farkı net olarak test ettik desem yanlış olmaz. Bu arada HDP ile ilgili alınan karar da, seçimle alakalı hazırlıkların ciddi şekilde hızlandığını gösterdi. Türkiye bir anda seçim atmosferinin içine düştü desem yanlış olmaz.
Ancak BİST’de sürü psikolojisi sebebiyle satışların hacmi artmış gözüküyor. Ancak, satışlar devam ettiğine göre yine siyasi taraftan bilmediğimiz bir başka gelişmeden de şüphelenmek gerekiyor diyebilirim. Peki bu ne olabilir?
“Borsa Hep Güçlüden Yanadır..”
Normalde seçimlerin mayıs ayında yapılması beklenirken, mart ayında yapılmaya karar verilmesi ihtimali borsada hacimli bir satış yaratabilir, kabul ediyorum. İBB başkanı eğer görevinden alınırsa bunun da siyasi cephede bir kaos yaratacağını tahmin edebiliyorum. Bu da başlı başına satışların sebebi olabilir. Çünkü herkes İBB seçimlerinde olan bitenleri dün gibi hatırlıyor.
Siyaset mantığa değil menfaate hitap eden bir faaliyet olduğu için çoğu zaman piyasaların hoşuna gitmeyen gelişmeleri hazırlayabiliyor. Buna rağmen piyasalar güçlü olanın güçlü kalmasından hoşlanır. Eğer güç dengesinde değişim ihtimali görürse hemen geri çekilir. Anladığım kadarıyla piyasalar son gelişmelerin neticesi hakkında soru işaretleri taşıyor. Bu sebeple piyasayı eskisinden daha yakın olarak izlemekte fayda görüyorum.
KGF ve diğer uygulamalar ile ilgili hazırlıklar tam bitmeden Hükümetten açıklama gelmesine de dikkatle bakmak lazım. Seçim düşündüğümüzden de erkene alınıyor olabilir. Sakince beklemek lazım.
Prof. Dr. Emre Alkin
