Bundan sonra ne yapılması gerektiği çok açık…

Dün size piyasalardan bahsetmedim. Pazar akşamının galiplerinden ve mağluplarından bahsettim. Bugün ekonomiyle alakalı detayları paylaşmak istiyorum.

Seçimlerden sonraki haftaya sakin başladık diyebilirim. İlk iki günü karışık hislerle bitirdik diyebilirim. Döviz Kurları ve Gösterge Tahvilin faizinde dar alanda dalgalanmalar oluyor. Söz konusu dalgalanmaların sebebi belli:

Yatırımcılar bundan sonra kabinedeki isimlerin ve yol haritasının ne olacağını merak ediyor. Daha önceki raporlarımızda sıkça bahsettiğimiz gibi, seçim meydanlarında tekrar edilen bazı söylemlerin, pratikte eylem haline gelmesinden çekiniliyor. Bunların içinde para politikasının yönetiminden, faizleri zorla düşürmeye kadar birçok önerme var.

Herşeyden önce şunun bilinmesi gerekiyor. Sınırların kalktığı bir dünyada ülkelerin bağımsız bir para politikası uygulama imkanı yok. Faizleri yükseltip alçaltmak da buna çare olmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu bilgiye sahip olduğunu, bu sebeple ulusal bir para politikası için piyasaların yurt dışıyla temasını sınırlandıracağını düşünenler var. Ben müteakip seferler yabancı yatırımcılara böyle bir ihtimalin olmadığını söylesem de, tek başıma ikna etmeyi başaramadım.

Yabancılar Sn. Erdoğan’ın herhangi bir vesayeti kabul etmediğini ve piyasaların kurduğu baskıyı da benzer şekilde kabul etmeyeceğini söyleyerek, sert kurallar ve sınırlamaların gelebileceğini iddia ediyorlar. Ankara’da iktidar partisine yakın kaynaklarla telefonda bu konuyu görüştük. Mutlak surette piyasaları rahatlatacak açıklamaların gelmesi gerektiğin ilettim zaman “biraz sabır, herşey rayına girecek” şeklinde bir cevap aldım. Cuma günü AK Parti’nin yetkili kurulları toplanacak ve sonrasında bir çok soruya cevap olacak açıklamaların yapılacağını tahmin ediyorum.

Anlaşılıyor ki, ekonomi yönetiminin şekillenmesi için biraz daha süre gerekecek. Seçim sonuçlarının tescil edileceği 2 Temmuz’a kadar bazı gelişmeler mutlaka olacak.

Unutmadan, Pazartesi günü açıklanan Haziran Ayı kapasite kullanım oranları ekonomik aktivitenin canlı kalmaya devam ettiğini gösteriyor. Ancak reel kesim güven endeksindeki gerileme, gelecek beklentilerini acil şekilde düzeltecek bazı açıklamaların gerektiğini ortaya koymak açısından önemliydi.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara