Oldukça hareketli bir haftayı geride bırakıyoruz. Türkiye ve ABD arasında üst düzey diplomasi trafiği devam ederken, Amerikan tarafının “orada askerlerimiz var, karşı karşıya gelmesek daha iyi olur” şeklindeki çıkışına, Türkiye’nin cevabı net oldu.
“Biz operasyona devam edeceğiz, askerilerinizi oradan çekseniz iyi olur.” Açıkçası yıllardır açıktan açığa destekledikleri grupların yanından kolaca ayrılmalarını beklemiyoruz. Ancak ABD’nin geçmişte desteklediği ancak bugün terör odağı haline gelmiş grupları çabucak terk ettiğini, hatta bir süre sonra bu odakları yok etmeye çalıştığını görüyoruz.
“İyi şeyler için küçük kötülükler yapılabilir” diyerek başlanılan her işin sonu büyük acılar ve üzüntülerle bitmiş. Günahsız insanların ölümü pahasına kurulmaya çalışılan düzenlerin sonunun ne olduğunu tarihte gördük. Beni düşündüren, ABD’nin son 10 yıldır içine girdiği yanlışlardan bir türlü çıkamaması. Dünyanın birçok ülkesinde yapılan bir ankette ABD’nin “lider” ve “güvenilir” olma sıfatlarında oldukça ciddi gerilemeler olduğu görülüyor. ABD yönetimi bu durumu “artan anti-amerikancılık” olarak yorumlayarak iç politikada prim toplamaya çalışıyor.
Açıkçası ABD’nin bu tavırları “beni kimse anlamıyor” ya da “beni kimse sevmiyor” diye sızlanan iri bir ergene benziyor. Sürekli kabadayılık, tutarsızlık ve ilişkilerde dikiş tutturamama. Elbette bu durum, ABD’de yaşayan bir entellektüele, bizlerin hissettiğinden daha büyük bir acı veriyordur.
“Mevzuat yazmak sanattır…”
Türkiye’ye dönersek. Askeri Harekatın piyasalar üzerinde büyük bir etkisi olmadan yola deva ediyoruz. Hazine ihaleleri dengeli gider, kurlarda da büyük sıçramalar olmazsa BIST’in daha üst seviyeleri deneyeceğini söyleyebilirim.
Sanayi ve İhracat tarafında ise, sadece yeni yatırımlar için değil mevcut yatırımlar için de cesaretlendirici adımların atılması gerekiyor. Açıkçası çıkan mevzuat ve kanunlarda sürekli olarak yeni yatırım yapacaklar için teşvikler tasarlanmış ama rekabeti bozucu etkiler olacağı düşünülmemiş.
İyi günleri doğru yönetmek için bu tip mevzuatın oldukça dikkatli şekilde kaleme alınması önemli.
Prof. Dr. Emre Alkin
