Büyüme yavaşladı ama Gerilemedi..

İki gün önce büyüme rakamları açıklandı ve birbirinden çelişkili yorumların yapıldığını gördüm. Örneğin bir yıl öncenin aynı dönemine göre büyüme pozitif iken, bir önceki çeyreğe göre bir negatif olmuş.

Analistlerin bir kısmı bu durumu “büyüme negatif olarak gerçekleşti“ şeklinde yorumlarken, ben aynı kanaatte olmadığının altını çizmek istiyorum. Malumlarınız, büyüme bir önceki yılın aynı dönemine göre bakarak hesaplanır, geçen yılki büyüme oranlarının yüksek çıktı göz önüne alınırsa, %3.9 ‘ luk büyüme azımsanmamalı. Ancak yıllık bazda ekonomik yavaşlama artık kendini daha fazla gösteriyor diyebilirim. Bir önceki çeyreğe bakmak güzel bir beyin jimnastiğidir ancak her zaman doğru sonucu vermez.

Her zamanki kurtarıcımız ihracat bu sefer de yardımcı olmuş ama, eskisi kadar güçlü değil. İnşaat faaliyetinin gerilemesi istikrarla devam ediyor. Geçen dönemlerde hane halkı tüketimi büyüme içerisinde önemli bir yer tutarken, üçüncü çeyrekte bu özelliğini kaybetmekte olduğu gözüküyor. Buna rağmen 2022 yılının tamamı için % 5 ile 5.5 arasındaki öngörümü koruyorum. Dördüncü çeyrekte % 2 civarında bir büyüme gerçekleşse bile bu seviyeyi tutturmak mümkün.

“Gelir-Büyüme çelişkisi..”

Ancak, her çeyrekte dikkatimizi çeken olumsuzluk ücret gelirlerinin büyümeden aldığı payın düşmesi. Bu arada 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırının 25.000 TL’yi aşmış olduğunun açıklanması eşanlı olarak değerlendirilmesi gereken gelişmeler. Açlık sınırının asgari ücreti 3000 TL ‘ye yakın aşmış olması da, yeni zammın ne olabileceğini bizlere gösteriyor. Şu an 5500 TL seviyesinde olan asgari ücretin Ocak Ayında 8500-9000 TL arasında belirlenmesi şaşırtıcı olmaz. Daha da yukarıda olabileceğini söyleyenler var ancak bu hali bile birçok zorluğu beraberinde getirecek.

Sürekli artış yapılmasına rağmen ücret gelirlerinin milli gelirden aldıkları payın 2016’dan beri 9 puan düşerek % 26,3 ‘e gerilediği görülüyor. Tüm bunlar hane halkı tüketimini kredi kartları üzerinden diri tutma metodunun kırılgan bir zemin üzerinde yürüdüğünü bizlere gösteriyor. Geliri reel olarak artırmadan harcamaları daha fazla artırmak mümkün olmadığına göre, kredi kampanyalarının yakında tekrar başlayabileceği düşünülebilir.

 

02

Ara