Dış Siyasete Kısa Bakış..

Değerli Dostlar, bugün ekonomiden çok diplomasiye bir göz atmak istedim. Hatırı sayılır dış politika uzmanlarıyla yaptığım görüşmelerden çıkardığım notları sizinle paylaşıyorum.

Dış Politikada sertleşmenin geri dönüşlerinin Türkiye’nin faydasına olmadığı anlaşılınca, yepyeni bir diplomasi tasarımıyla ortaya çıkıldığı görülüyor. Belki geç kalındı ama bölgenin sakinleşmesine katkıda bulunmanın bir zararı yok. Ancak, birkaç meseleye dikkatle bakmakta fayda var.

Mesela, Suriye meselesinde İsrail’in bölgede Türkiye’ye eskisi kadar muhtaç olmaması, hatta menfaat çatışması yaşaması, Arap Ülkeleriyle arasını düzeltmiş olması, gerginlik siyasetinin sona ermesi gerektiğini ortaya koydu. İsrail Doğalgazının sevkiyatından fayda sağlamamız bir seçenek olarak duruyor. Ancak ABD’deki siyaset odakları iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesine müsaade etmiyorlar.

Bu durumda Azerbaycan’ın aracılığıyla İsrail’e yakınlaşmamız söz konusu oldu. Azerbaycan ve İsrail arasında güvenlikten tarıma kadar ciddi bir işbirliği başladığını görüyoruz. Buradan bir fayda sağlamak sanırım zaman alacak. Sabırlı olmakta fayda var.

Başka bir mesele de göçmen sorunu: Türkiye’de yaşayan mültecilerin Suriye topraklarına geri gönderilmesi için, Esad rejimi ile temasların başlaması gerektiği gözüküyor. Ancak iddia edildiği gibi iki ülkenin liderlerinin görüşmesi gibi bir durum söz konusu değil. Dolaylı temaslar ile süreç yönetilecek.

“Gerginlik Giderek Yükseliyor..”

Yunanistan ile ilgili gerginlik, uzmanlara göre daha çok dikkat edilmesi gereken bir gelişme. Abdülhamid Han gemisi şu an için riskli bölgede değil, ancak pek yakında gerginlik yaratacak bölgelere geçecek. Dolayısıyla “kontrollü gerilim” devam edecek. İsrail ile başladığı gibi, Yunanistan ile bir anda barışmamız şu an için mümkün gözükmüyor. Aksine giderek ısınıp tehlikeli hale gelmesi söz konusu olabilir. Herkesin buna dikkat etmesi gerekiyor.

Dünyanın diğer tarafına geçersek: Çin-Tayvan gerginliğinde son 50 yıldır “Tek Çin” politikası dolaylı destek veren ABD, Hong Kong ‘un başına gelenler sebebiyle az da olsa paradigma değişikliğine gitti. Halihazırda “Tek Çin” politikasına destek vermeye devam ederken, Çin’in güçlenmemesi için Tayvan ile ilgili statükonun devamı için çabalayacak gibi gözüküyor. ABD’nin Tayvan için savaşa girmeyeceğini söyleyen aklı başındaki uzmanlara güveniyorum desem yanlış olmaz. Bu arada Tayvan’ı tanıyan pek fazla ülke yok. Altını çizmek istiyorum.

Son olarak: Ukrayna’nın tahıl satışından elde ettiği parayla silah almaya başladığı söylendiği için, Rusya’nın tahıl sevkiyatına müdahale edeceği beklentisi arttı. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim gibi, Rusya’nın Ukrayna’da işgali genişleteceğine dair beklentiler hala devam ediyor. Dünyada ikinci bir soğuk savaş dönemi başlatma ihtimali olan süreci yakından takip etmekte fayda var.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara