Doğru iş yapan üzerine alınmasın…

Haftaya tüm hızımızla başladık. Sanıyorum BIST’in dolar bazında çok ucuz kalması yatırımcıların yeni pozisyon açmasını sağlıyor diyebilirim. Özellikle bankacılık hisselerinin bu kadar ucuz kalması herkesin dikkatini çekmiş durumda.

Merkez Bankası’nın yaklaşmakta olan faiz kararı ile ilgili spekülasyonlar devam ederken, döviz kurlarında ise güçlü duruş devam ediyor. Ayrıca ABD Doları ve Euro’dan oluşan döviz sepetinin uzun bir zamandır her hafta yeni zirve yaptığı da malumlarınız. Aslına bakılırsa karşımızda şöyle bir durum var:

– Döviz yükseliyor

– Borsa yükseliyor

– Faiz yükseliyor

– Enflasyon yüksek seyrediyor

– İşsizlik yüksek seyrediyor (İşten çıkarma yasağı olmasa daha da yükselecek)

Diğer taraftan imalat sanayi, ciro endeksleri, reel kesim beklenti anketleri, ihracat da yükseliyor. Yani milli gelir üretim tarafından destek görüyor ama piyasadaki olumsuz gelişmeler sebebiyle talep cephesindeki gelişmeler oldukça kırılgan. Eğer ihracat olmasaydı, üretim artışının değere dönüşmesinde ciddi sıkıntılar yaşanabilir ve nihayetinde milli gelir daralmaya devam edebilirdi.

Elbette şöyle bir paradoks da var: İç talepte kalıcı iyileşme için, işsizliğin düşmesi ve bunun için de sektörlerin mal ve hizmet üretimine destek verecek bir talep artışı gerekiyor. Meseleye bu açıdan bakıldığında olumsuz düşünmek için her türlü sebep ortaya çıkıyor. Dijitalleşmede arzu edilen seviyede olmadığımız için, sektörlerin işgücü talebi eğitim seviyesi tartışılır işlerde yoğunlaşıyor.

“Gençler işi değil işvereni beğenmiyor…”

Pandemiden önce sektörlerin sürekli olarak “ara eleman yetersizliği çekiyoruz” şikâyetinde bulunduklarını biliyoruz. Sanayimiz gençlerin arzu etmedikleri düşük bir eğitim seviyesinde eleman talep ederken, Türkiye için gerek olan katma değer artışını yaratacak atılımlar için gereken eğitim seviyesinin de altındayız. Özetle gençler, ne bugünün ne de yarının üretimlerine hazır olan bir eğitim seviyesinde değil.

Hal böyleyken, iş kazasında kolunu bacağını ya da hayatını kaybetmemek için inşaat sektörü ve reel sektörde çalışmak istemiyor ve AVM’de güvenlik elemanı olarak çalışmayı yeğliyor. Bu gidişle genç işsizliğin %30’u işsiz kalacak.

“Gençler iş beğenmiyor” diyenlere doğrudan “gençler işi değil sizi beğenmiyorlar” diyorum bu sebeple. Özlük hakları ve çalışma kuralları belli olan sektörleri ve yaratıcılıklarını kullanabilecekleri mesai esnekliği olan meslekleri tercih ediyorlar. Ben böyle yazınca hemen üzerine alınanlar oluyor. Kendi yaptığı işi “dünya harikası” sanmaktan oluyor bunlar. Halbuki doğru iş yapanlar hiç üzerlerine alınmıyor. “Doğru, gerçekten de böyle firmalardan çok var” diyorlar.

Aslında, açıklanan işsizlik rakamları arkasındaki gerçek de bu. İş aramaktan vazgeçenlerin dahil edilmediği işsizlik oranı olduğu yerde sayıyor. Ancak doğru bir analiz yapmak için fırsat vermiyor. Sanıyorum talep cephesini ve istihdamı daha gerçekçi ele alan bir analiz setine ihtiyacımız var

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara