Döviz Neden Düşmüyor, Neden Yükselmiyor ?..

Rezerv hareketleri bize gösteriyor ki, Merkez Bankası döviz kurlarını belli bir seviyeye çıkmak için hala piyasaya satış yapıyor. Diğer taraftan döviz tevdiat hesaplarındaki azalma da dikkat çekici. Bireyler ve kurumların dövizlerini satıp Türk lirasına döndüğünü tam olarak rakamlardan teyit edemiyoruz. Çünkü bankaların üzerinde kur korumalı mevduata devam için ciddi bir baskı var ancak kamu bankalarında bu dalganın şimdilik sona ermiş olduğu gözüküyor.

Diğer taraftan bankalara Türk Lirası cinsinden mevduat oranlarını arttırmaları ve diğer taraftan döviz varlıklarını azaltmaları konusunda düzenleyici otoritenin zorlayıcı hükümleri de devrede. Dolayısıyla döviz tevdiat hesaplarından eksilen miktarların, sadece Türk lirasına dönüşmediğini bir kısım dövizin de çekilip ihtiyat için nakit olarak tutulduğunu tahmin ediyorum.

“Taşıma Suyla Değirmen Döner Mi ?..”

İhracatçının getirdiği dövizler ve bazı ülkelerden sağlanan süreli kaynakların yardımıyla bu devri daimin sağlandığını görüyoruz. Dövizin bunca riske rağmen yükselmeme veya düşmeme sebeplerini tekrar analiz edersek:

– İhracat dövizlerine getirilen düzenleme
– Bankalara getirilen düzenlemeler
– Nakit Kredilere getirilen kısıtlama
– Finans Sistemi üzerinden döviz alanları takip etme ve gerekiyorsa caydırma
– Gerektiği yerde satışla müdahale
– Yurt dışındaki TL bazlı işlemlere müdahale

Anlaşılan şu ki, bu adımların sonuç verdiği düşünülüyor ve uygulamaya devam ediliyor. Bu arada kamunun dövizle borçlanmasının maliyeti, TL ile borçlanma maliyetinin üzerine çıkmış durumda. Aslında bu gelişme bile uygulanan politikanın uluslararası piyasalar nezdinde karşılık bulamadığını gösteriyor. Yani para politikası sadece Türkiye içinde çalışıyor. Yabancı Piyasalardan borçlanırken direttiğimiz dinamiği kabul ettiremiyoruz.

Ümidim şu: Enflasyon düşerken piyasa faizleri ile bir yerde buluşacak ve biz de kimsenin tam olarak anlayamadığı bu politikayı mantıklı argümanlar arayıp savunmayı sona erdireceğiz. Dilerim ki enflasyon ve faizin buluşması % 45’in üzerinde gerçekleşmesin.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara