Dövize talep yok ama satan da yok…

Bir yanda ABD, Orta Doğruyu rahatsız edecek adımlar atmaya devam ederken, diğer yanda Başkan Trump’ın hem söylemleri hem de attığı adımlar ile iç siyaseti karıştırdığı gözüküyor.

ABD’nin göçmenler tarafından kurulmuş bir ülke hatta bir “fikir” olduğunu göz ardı eden Trump’ın, nezaketten uzak, dahası “kaba” sözlerinden geri adım atmaya mecbur kaldığı gözüküyor. Sarf ettiği sözlerin kamuoyuna sızması sonucunda zor durumda kalması ve borç tavanına ulaşılması sebebiyle idarenin durma noktasına gelmiş olması iki önemli gelişme olarak gözüküyor.

Cumhuriyetçi Senatörler “Başkan’ın ekibi iyi değil” diyerek durumu kibarca yönetmeye çalışıyorlar ancak, Beyaz Saray’da işler iyice karışmış durumda. Demokratların desteğini almadan borç tavanını yükseltmek mümkün gözükmüyor. Çünkü Cumhuriyetçilerin bazıları Trump’ı desteklemek istemiyorlar. Mutlaka bu durum da atlatılacaktır ancak, her geçen saniye ABD’nin aleyhine çalışıyor.

Paritenin yüksek seyretmesinin de bir sebebi bu. Ancak büyük borsaların hala yükseliş trendinde yola devam ettiğini de söylemek lazım. Yani risk iştahı azalmadı. Bu sebeple yatırımcılar Dolar’a dönüş yapmıyor. Euro güçlü seyretmeye devam edecek.

Türkiye’de ise (1 Dolar + 1 Euro) / 2 olarak tarif edilen kur sepetinin yüksek seyretmesi, aktif bir döviz talebi olmasa da, kimsenin dövizlerini satmaya niyeti olmadığını da gösteriyor.

Son olarak, dün hazine ihalesine gelen talepler tatmin edici değildi. Kamunun talepleri ağırlıklıydı ve faizler % 13.50′ nin üzerine çıktı. Bu durum gösterge tahvilin de fiyatına yansıdı. Tüm bunlar Merkez Bankası’nın Perşembe günü yapacağı kritik toplantı öncesinde baskı oluşturuyor.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara