Eczacılık ve Ekonomisi…

Değerli Dostlar. Hafta sonu Türkiye’nin önde gelen eczacılarıyla bir kongreye katıldım. Çeşme limanından kalkan gemi PHARMASEA etkinliğine ev sahipliği yaptı ve 400 ‘den fazla meslek mensubu hem kendi meslekleriyle alakalı bilgiler aldılar hem de benden ekonomiyi dinlediler. Kongrenin bilim kuruluna ve bilhassa Sayın Çetin Öztürk ile ekibine teşekkürlerimi sunuyorum.
Üç gün süren kongrenin sonunda not aldığım ekonomik-mesleki ayrıntıları paylaşmak istiyorum.

Ekonomik olarak: Yunanistan Avrupa için en ucuz tatil yapılabilecek ülkelerden biri olarak gözükse de, TL’nin düşük değeri sebebiyle en mütevazı lokantalarda bile 4 kişi, Türkiye’deki asgari ücrete yakın hesap ödüyor. İki ülke arasındaki gerginlik resmî görevliler haricinde kimseyi etkilememiş gözüküyor. Dükkan sahipleri son derece misafirperver ve sıcak davranıyorlar. Bu arada kongrede söz alanlar ilaç fiyatları ve tamamlayıcı ürünlerin sürekli artan maliyetlerinden şikâyet ettiler. Ben de konuşmamda “daha çok fiyata karşı esnekliği olmayan ürünler satıyorsunuz ama fiyatlar çok artarsa talep etkilenebilir”. Satılanlar arasında yaşlanmayı önleyen ürünler de var. Açıkçası insanların ilaçlardan mı yoksa bu ürünlerden mi ilk önce vaz geçeceğini tam kestiremiyorum. Gelir düşüşleri ve yüksek enflasyon yaşanan dönemlerde bireyler bazı harcamaları öncelik listesinden düşürüyor. Eczanelerde satılan ürünlerin buna göre bir analizini yapmak gerektiğini ifade ettim. Tabii bir de “koşan mal her zaman tezgâhta olacak” kuralını hatırlattım.

Mesleki olarak: Eczacılar arasında hastanelerde çalışanlar da vardı, eczane sahibi olanlar da. Hastanede çalışanlar ücretlerin düşüklüğünden, eczane sahipleri de kira, elektrik ve diğer maliyetlerin yüksekliğinden şikâyet ettiler. Yine de hastane ve yatak kapasitesi ihtiyacı sebebiyle eczane açmanın kötü bir fikir olmadığını, gelişme bölgelerine bakmanın bina maliyetleri açısından daha uygun olabileceğini tartıştık. Şehir merkezlerindeki kiraların dükkânları zorladığını herkes kabul ediyor. Özetle, kimse faaliyet konusu değiştirmek istemiyor ama eskisine göre daha dikkatliler.

“Eczacı yetiştirmek çok önemli..”

Son notum oldukça ilginç: Eczaneler ülkeye döviz getiren merkezlerden biri haline gelmiş. Büyük şehirlerdeki bazı eczanelerin yabancı müşteri oranı %50’yi geçmiş durumda. Sağlık sektörünün her kolunda cari açığın yükünü azaltan bir hareketlilik bulunuyor. Büyük ihtimalle bu durum yabancı personel istihdamını da artıracak. Bu gelişmelerin yakından takip edilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.

Biz de Topkapı Üniversitesi olarak Eczacılık Fakültesi açılışı için uzun zamandır hazırlık yapıyoruz. Buradaki notlarımı bir Üniversite Rektörü olarak değerlendirdiğimde, Eczacı yetiştirmenin ne kadar önemli olduğu konusunda düşüncelerim pekişti. Mütevelli Heyet Başkanımız Nihat Kırmızı’nın Üniversitemizde bir Eczacılık Fakültesi kurulması için ortaya koyduğu vizyona bir kez daha şapka çıkarıyorum.

Başka bölümler için başvuru yapanların yanında, yeni açacağımız Fakültemizde bizimle çalışmak isteyen akademisyenlerimiz olacaktır mutlaka. Bizlere doğrudan başvurabilirler. Pek yakında ilan çıkacağız.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara