Fed Başkanı ve Başkan Yardımcısının piyasa içinden gelen yöneticiler tarafından seçileceği beklentisi her yöne yayılırken, paritenin bir anda 1.18 seviyesine fırladığına şahit olduk.
Elbette bu durum Türkiye’de Euro/TL’ye rekor kırdırdı ama, Dolar/TL’nin de yükseliyor olması pek hayra alamet değil. Daha önceki raporlarda döviz sepetinin yükselmesinin ülkede canlı döviz talebine işaret ettiğinden bahsetmiştim.
Hem Fed, hem siyasi ve diplomatik belirsizlikler Türkiye’de kurların sürekli yükselmesine sebep oluyor. Özellikle Euro cinsinden borcu ya da ödemesi olanlar için de endişeli bir bekleyiş başladı.
Yaz aylarında “kurların sakin durmasına aldırmayın” diye ikaz ettiğim bir çok kurum oldu. Özellikle döviz cinsinden, hatta euro cinsinden borcu bulunan kurumlar, mecburen mali tablolarını revize edecekler. Buna Futbol Kulüplerini de dahil edebiliriz.
Kurların bu hareketi bilançonun her iki tarafında da şişme yaratacağından, yılın sona ermesine az kala akıllar yine karıştı diyebilirim. Bazı büyük holdinglerin yıl başındaki kur tahminleri “gerçek olmayacak kadar yüksek” bulan uzmanlar, şu anki seviyeler için sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Çünkü yapacakları pek birşey yok.
Hep söylediğim gibi “yıl sonu kur ne olacak” diye sormak doğru değil. “Yıl içinde neler olacak” diye sormak daha elle tutulur bir yaklaşım. Bu açıdan bakıldığında bu yıl da uyarılarımızda haklı çıktığımız gözüküyor.
Sihir değil, keramet değil. Bilim, tecrübe ve sağduyu yan yana gelince oluyor. Denemesi de bedava.
Prof. Dr. Emre Alkin