Ve Trump’tan ortalığı karıştıracak açıklama geldi. Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıdı ve büyükelçiliği buraya taşıyacağını söyledi.
Daha önceki raporlarımda, ABD’li bazı meslektaşlarımın Trump’ın görevde kalabilmesi için bir savaş çıkarması gerektiğini söylediklerini anlatmıştım. Kuzey Kore’den Orta Doğu’ya kadar her yeri karıştırmak için elinden geleni yapmaya başlayan Trump bana çocukluğumdan bir anıyı hatırlattı.
1982-1994 arasında annemin tedavisi için uzun süre kaldığım İngiltere’de futbol maçlarına giderdim. Birbirlerine çok ciddi düşmanlık besleyen takımların taraftarları, maçın orta yerinde hep bir ağızdan söyledikleri bir şarkıyla birbirlerine selam verirler ve ayağa kalkarlardı: “Stand up if you hate M.U.” Yani “Manchester United’dan nefret edenler ayağa kalksın.”
Ben bu anları hep şaşkınlıkla izlerdim. Manchester United ‘ın başına gelen talihsiz uçak kazasından sonra İngiliz halkında oluşan sempatiden, birbirlerinden nefret eden taraftar grupları tarafından bile “ortak düşman” ilan edilmesine kadar uzanan hikayeden daha ilginç bir hikaye Trump tarafından yazılıyor.
Dün akşam birbirileriyle anlaşması mümkün olmayan tarafları hem kendisine hem de ABD’ye karşı aynı görüşte birleştirdi. İslam Dünyasından Vatikan’a kadar herkes bu kararın yanlışlığı konusunda hem fikir. Yakında herkes önce Trump sonra da ona oy vererek Başkan seçmiş Amerikalılardan nefret etmeye başlayacak. Bu hiç de arzu edilen bir durum değil. En azından akil insanlar tarafından.
Elbette böyle bir duyguyu yaratmanın kimlerin işine geleceğini, sonuçlarından kimlerin menfaat sağlayacağı konusunda birçok tartışma olacak.
Ben dün sosyal medyada paylaştığım cümleyle yetineceğim: “Trump sadece ABD’nin değil, dünyanın başına gelmiş en büyük felaket olduğunu kanıtladı.
Prof. Dr. Emre Alkin