Dün açıklanan enflasyon oranları, hem Ankara’ya hem de bono tahvil yatırımcılarına moral verdi diyebilirim. Gıda fiyatlarındaki düşüş dikkat çekiciydi ve Ekonomi Kurmaylarının cesur söylemler sarf ettiğini gördük.
Hatırlatmakta fayda var: Hava şartlarının yardımıyla tarım ürünlerinde yüksek fiyat artışları yaşamadık. Bir de, yılın ikinci yarısından itibaren baz etkisinin yarattığı güzellik ortadan kaybolacak. Dolayısıyla yıl ortasına doğru tek hane enflasyon mutluluğu yaşayıp, sonra tekrar çift haneye geri dönebiliriz.
Bu arada, küresel piyasaların aklı karışmış durumda. Hisse senedi piyasaları sert satışlara maruz kalırken, BIST dahil birçok borsa yılbaşından beri taşıdıkları kazançları geri verdi diyebilirim. Buna rağmen gelişmekte olan ülkelere risk iştahı devam ediyor. Gösterge tahvilin faizindeki gerileme bunun bir işareti.
“Faizleri düşürmek için önce enflasyonu düşürmek lazım” tezimi doğrularcasına, dün açıklanan enflasyon oranlarından sonra gösterge tahvile alım geldiğini gördük. Ancak “bir kırlangıçla bahar gelmez” der Fransızlar. Enflasyondaki seyrin yıl ortasına kadar bu şekilde devam edip etmeyeceğine bakmak gerekiyor.
“Satışların gelmesi sağlıklı…”
Gelişen Ülke Piyasalarının satış yediği bir günde göreve başlayan Fed Başkanı Powell “önce finansal istikrar” dedi. Ancak bu cümlenin yatırımcılar tarafında bir etkisi olmadı.
Bana göre “varlık balonu” riskinin yüksek olduğu bir zamanda piyasaların gevşemesi sağlıklı bir refleks. Sürekli yükselen piyasalarda derinlik kayboluyor. Dolayısıyla yeni para girişi için mutlaka sağlıklı bir realizasyon gerekiyor.
Bu arada ABD’de imalat sanayi dışındaki sektörlerin PMI endeksinde yükseliş var. Bu demektir ki, şirketlerdeki satın almacılar, önümüzdeki dönemin olumlu şekilde seyredeceğine inanıyor. Bu durumda endişelerin yılın ikinci yarısına kayacağını söylemek yanlış olmaz.
Prof. Dr. Emre Alkin
