Enerji Verimliliği Üzerine…

Perşembe günü enerji verimliliği üzerine bir toplantı için Erzurum’daydım. Vali Okay Memiş, Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve Verimder’in ev sahipliğindeki toplantıda Dünya Gazetesi’nin önemli ismi Vahap Munyar da söz aldı.

Türkiye’nin giderek artan enerji faturası verimlilik ve tasarruf konusunda atmamız gereken oldukça fazla adım olduğunu gösteriyor. Binaların % 70 ‘inin enerji verimliliğine uygun olmayan hali de göz önüne alındığında daha az tüketerek aynı randımanı elde etmenin yollarını bulmak gerekiyor. Bunlardan en önemlisi yeni binalarda enerji verimliliğine dikkat edilmesi. Özelikle iklimin sert olduğu bölgelerde yani yazın çok sıcak, kışın ise soğuk geçen bölgelerde buna dikkat edilmesi gerekiyor. Binaları soğutmak için harcadığımız enerji ısıtmak için harcadığımızın iki katı. Uluslararası Enerji Ajansı soğutma veya ısıtmada klimaların sadece 1 derece indirilmesiyle kişi başına % 7’lik bir enerji tasarrufu olacağını söylüyor. Bunu dikkatlice not etmeliyiz.

Türkiye’nin ısınma ve enerji için yoğun şekilde kullandığı Doğalgaz’ın fiyatı son bir yılda birkaç katına çıktığı için, faturanın bir kısmı devlet bir kısmı vatandaşlar ve firmalar tarafından karşılanıyor. Ancak bu haliyle bile sanayicinin, ticaret erbabının ve hane halkının hayatını zorlar bir seviyeye çıktı.

Firmaların son bir yıl içinde enerji faturaları en az % 250 artmış durumda. Bundan da kötüsü ay sonunda nasıl bir fatura ödeyeceğini bilmeden üretime devam ediyorlar. Bir başka gerçek de şu: Türkiye’de binalarda tüketilen enerji sanayide tüketilen enerjiyi geçmiş durumda. Verimsiz enerji kullanan binalar gerçeğinde, bir zamanlar 55 milyar dolar civarında olan enerji faturamızın bu fiyatlarla 120 milyar dolara doğru koşması şaşırtıcı değil.

“Verimlilik Bilinci Oluşuyor…”

Hükümetin son zamanlarda enerji verimliliği üzerine verdiği teşvikler bu konuda bilincin oluştuğunu gösteriyor. Diğer taraftan faturasına katlanmaya razı olduğumuz enerjiyi bile tedarik edememe riski bulunuyor. Bu sebeple tüm dünyada kayıp kaçak oranlarını azaltmak ve kendi kendine yeterlilik için uzaklardan enerji nakli yapmak yerine, enerjiyi yerelde üretip fazlasını çevreye dağıtmak prensibine ağırlık veriliyor. Yukarıda bahsettiğim gelişmeler elbette doğalgaz satışı yapan ülke ve firmalara kadar, enerji üretim-iletim-dağıtımı konusunda ciddi yatırım yapmış olan şirketlerin de aleyhine seyrediyor. Dolayısıyla var güçleriyle esmekte olan rüzgarın karşısında durmaya çalışıyorlar.

Diğer taraftan bazı enerji firmaları şunun farkına vardılar: Enerji verimliliği uçtan uca ele alınması gereken bir mesele olduğu için sadece binaların doğru tasarlanmasıyla hal yoluna girmesi mümkün değil. Dolayısıyla, sanayi tesisleri ve mega yapıların sahiplerine “biz kuralım ve sizin adınıza işletelim” diyerek enerjide kendi kendine yeterlilik arayanlara teklif sunmaya başladı. Özetle bina ya da tesislerine kendi enerjisini üretmek isteyenlere verimlilik konusunda yardım ederken, fazlasını etrafına satabilecekleri imkanlar yaratıyorlar.

Tüm bu gelişmeler enerji yatırımı yapanların, sektörün hangi megatrendlerin hakim olacağı konusunda bilgi vermeli. Elektrik enerjisi tüketilen toplam enerjinin yarısına kadar yükselecek, karbon ayak izi ve verimlilik en çok dikkat edilen konular olacak. Türkiye’nin doğru adım adımları atması halinde her yıl cari dengeye 5 ile 7 milyar dolar arasında olumlu katkı yapması imkanı var. Bu katkı elbette teknolojik gelişmeler doğrultusunda daha da artabilir.

Türkiye’de de 2018 yılında uygulanmaya başlanan Enerji Verimliliği Eylem Planı, hem kamuda hem de özel sektörde farklı çalışmalarla yürütülüyor. Plan kapsamındaki çalışmalar sayesinde 2021 yılında 12.000 kişi için yeni istihdam imkanı yaratıldı ve toplam 372.000.000 milyon dolar tutarında enerji tasarrufu sağlandı. Enerji verimliliği alanındaki yatırımların 2021 yılındaki toplam tutarı ise 1.325.000.000 liraya ulaştı.

Ülkemizdeki bilincin uyandığını anlatmak için sizlere bilgi vermek istedim.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara