Enflasyon Ve Acil Durum Planı…

 

Dünkü yazımda yangın anında acil durum planı uygulamaları hakkında örnek vermiştim. “Enflasyon için de önerin var mı ?” diye soran oldu. Ona da kısaca yorum yapalım:

Önce teşhis ile başlayalım. Araya hafta sonu girdiği için unuttuk ama hatırlatayım. TÜFE rakamı % 2 civarında açıklanmadan bir gün önce “matematiksel olarak yıl sonuna kadar aylık % 1.5 veya % 2 arasında seyrederse belki % 60 civarında 2022 ‘yi tamamlayabiliriz” demiştim. Açıkçası bu kadar ciddiye alınacağını tahmin etmemiştim. Özellikle İstanbul’da fiyatlar Temmuz’da % 4’ün üzerinde artmışken, TÜFE’nin % 2 civarında çıkması bana düşündürücü geldi.

Daha önce de söylediğim gibi, baz etkisinin olumlu tarafı Eylülden sonra ortadan kalkacağı için, bundan sonra % 1.5 ile % 2 arasında aylık oranlar açıklanmalı ki % 60’lık hedef tutsun. Bu ancak ve ancak döviz kurlarının sakin kalması ve çekirdek enflasyonda gözle görülür bir yavaşlama ile sağlanabilir. Fakat TÜİK açıklaması gösteriyor ki maliyet cephesindeki artış hız kesmiyor ve çekirdek enflasyon her ay yükseliyor.

“Herkes Kendi Enflasyonunu Hesaplasın..”

Mevsimsel etkiler sebebiyle beklenenden daha düşük çıkan enflasyona rağmen, mevsimine bakılmaksızın satın aldığımız mal ve hizmetleri gösteren çekirdek enflasyondaki yükseliş, fiyatlardaki yapışkanlığı teyit eder nitelikte. Ağustos’ta TÜFE yine düşük çıksa da, çekirdek enflasyon bu şekilde artmaya devam ederse, Eylül Ayıyla beraber canlanan fiyatlar karşımıza farklı bir tablo çıkarabilir.

TÜİK % 2 civarında TÜFE açıklamaya devam ederse, sanırım inandırıcılık açısından sınavı yine geçemeyecek. Bilim insanı olarak resmi istatistik kullandığımız için, TÜİK bizlerin de gerçekçilik sınavını geçme ihtimalimizi riske sokuyor diyebilirim.

Bu sebeple temasta olduğumuz kurumlara “kendi maliyet ölçütlerinize göre bir enflasyon hesaplaması yapın, mali tabloları buna göre tasarlayın” diyoruz. Aksi takdirde orta vadeli gelir-gider öngörüleri faraziye olur. Geriye dönük olarak maliyet artışları incelenmeli, ona göre gelecekteki artışlarla alakalı öngörülerde bulunulmalı. Elbette bu ortamda nokta atışı tahmin yapmak zor, ancak TÜİK rakamlarıyla bir yere varılamayacağı da ortada.

Firmaların bu egzersizlere acilen başlaması bence son derece sağlıklı bir davranış olacak diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara