Haftaya Ankara’nın enflasyon ile ilgili söylemleriyle giriyoruz. Ekonomiden sorumlu bakanların ağız birliği ederek “enflasyon mutlaka düşecek” demeleri, siyasetin bu konuyu oldukça ciddiye aldığını gösteriyor.
Bir yandan Fed’in 2018’de iki faiz artışı daha yapacağı beklentisi, diğer yanda küresel olarak emtia ve gıda fiyatlarındaki artış beklentisi, enflasyon konusundaki beklentilerin dalgalanmasına sebep oluyor. Her ne kadar yıl sonuna kadar enflasyonun çift haneden tek haneye ineceği konusunda beklentiler devam etse de, büyüme ve ihracatın artacağı bir zamanda algıyı bozmasından endişe ediliyor.
Elbette bu “algı bozulması” küresel mali olanaklarla ilgili zorlanma yaşandığı bir dönemde kredi notu üzerinde olumsuz tesirler de yaratabilir. Dolayısıyla bakanların tamamının ağız birliği etmişcesine “enflasyon düşecek” demeleri haklı bir tepki.
Peki enflasyon nasıl düşecek ? Kolay değil düşmesi. Gıda fiyatları ve çekirdek enflasyonda ciddi bir katılaşma var. Ekonomi Bakanlığı Demir-Çelik gibi ürünlerde ithalat olanaklarını genişleterek, fiyatların artışını önlemeye çalışıyor ancak bu durum Yerli Sektörde sıkıntılara yol açacak gibi gözüküyor. Yani üretim maliyetleri ve hayat pahalılığı ile mücadele ederken bazı yan etkilerin ortaya çıkması kaçınılmaz.
Özetle, yılın ilk 6 ayında enflasyonla mücadele adına bazı adımların atılacağı görülüyor. Elbette bunların yan etkileri olacak. Yine de büyümeyi durduracak adımların atılmasını beklemiyorum. Daha fazla vergileri artırmak kayıt dışını büyütecektir. Bu sebeple orada da sınırlı bir imkan kaldı. Kredilerde bir daralmaya gidilmesi de imkan dahilinde gözükmüyor.
Sonuç olarak, eğer enflasyon “söylemle” düşmeyecekse bundan sonra neler yapılabileceğini merakla bekliyorum. Adımlar atıldıkça yorumlarımı paylaşacağım.
Prof. Dr. Emre Alkin