Fed kararına ne kadar hazırız ?…

Bugün Fed faiz kararı ve para politikası ile ilgili eğer varsa yaklaşım değişikliklerini açıklayacak. Şu ana kadar oldukça düşük faizlerle yola devam ABD ekonomisinin bundan sonra yükselen faizlerle göstereceği performans bir tarafta, gelişen ülkelerden çıkması muhtemel para gerçeği de diğer tarafta değerlendiriliyor.

Türkiye Ekonomisi Fed kararlarından olumsuz şekilde etkilenecek ikinci ekonomi olarak tanımlanırken, Arjantin Ekonomisi birinci sırada gösteriliyor. Türkiye’nin ardından Güney Afrika, Kolombiya, Mısır ve Brezilya geliyor.

Daha önce kırılganlar arasında yer alan Rusya ve bazı sıkıntılar çeken Suudi Arabistan gibi enerji ihraç eden ülkeler “en az kırılgan” ekonomiler arasında değerlendiriliyor. Fed’in faiz adımlarıyla Dolar değerlenirken, emtiadan gelir elde eden ülkelerin güçleneceği tahmin ediliyor.

Ancak ben Rusya için aynı kanaatte değilim. Ukrayna gerginliği Rusya piyasalarını sert şekilde vuracak. Pazartesi yaşananlar bunun öncü göstergesiydi.

“Denklemde Ukrayna da var…”

Ancak, emtia satan ülkelerden Brezilya’nın mali ve siyasi olarak sıkıntılarının arttığını söyleyen uzmanlar, Türkiye’de reel sektörün döviz borcunun yüksek seviyelerde olması sebebiyle daha riskli olduğunun altını çiziyorlar. Tüm bunlar olup biterken “politika faizini anlamlı olmaktan çıkardık” cümlesinin bu duruma fayda sağlamadığını söylemek gerekiyor. Sanıyorum kastedilen ile anlaşılan arasında ciddi bir makas oluştu.

Özetle Fed’in geçen yıl 25’er baz puan artış yapacağı konuşulurken şu an yorumların 50 baz puan etrafında dönmesi, çarşamba günü verilecek mesajın önemini artırıyor. Bu şartlar altında dış politikada “sakinleşme” seçeneğine geçilmesi olumlu bir yaklaşım ancak Ukrayna gerilimi beklentileri bozacak bir gelişme olabilir. Ekonomik problemler ve doğalgaz sorunu yaşanırken, çok yakınımızda yaşanacak sıcak çatışmaya ne kadar hazırlıklıyız bilemiyorum.

Belki bu akşam bir faiz artışı kararı çıkmayacak ama mart ayında 50 baz puanlık artış ihtimali için hazırlıklı olmamız gerekir diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara