Fed üyeleri konsensus sağladığı kararı hayata geçirdi: ABD Merkez Bankası 25 baz puan artırarak, politika faizini mevcut enflasyona biraz daha yaklaştırdı. Bu adım aynı zamanda TCMB’nin de önünü açmış oldu.
Doların fonlama maliyeti yükselirken, Türkiye’de Merkez Bankası’nın 50-100 baz puan arasında bir faiz artışı yapması için eli güçlenmiş gözüküyor. Özellikle % 11.1 oranında bir bürüme oranı varken, böyle bir adım piyasa tarafından yadırganmayacaktır.
Ancak, bankaların bu adımdan çok memnun olmayacağını söylemeliyim. Açıkçası “sadeleştirme” adımlarında tereddüt gösteren Merkez Bankası’nın şu an yapacağı beklenen faiz artışı “mecburiyet” olduğu için, işi oldukça zor.
Fed kararının ardından Merkez Bankası da faizi yükseltirse Dolar/TL’nin sert şekilde dalgalanacağını söyleyebilirim. Bu durumda geri çekildiği yerlerde Dolar pozisyonu açanların bu serüvenin sonunda mutsuz olmayacakları görülüyor.
İşin gerçeği, döviz kurlarının aşırı dalgalanması tüketici güvenini bozan bir gelişmedir. Benzer şekilde şirketlerin satın alma kararlarını da doğrudan etkiler. Bu sebeple önümüzdeki dönemde hem iş dünyası hem de tüketici güveninde aşağı yönlü bir hareket olabilir. Merkez Bankası beklenti anketlerinde enflasyonun giderek yükseleceğine dair kanaatlar oluşuyor. Bunun altını çizmeliyim.
Son açıklanan büyüme verisi her ne kadar rekor olsa da, sabit fiyatlarla Milli Gelir oluşumunun önceki iki çeyrekten daha düşük olduğu gözüküyor. Yani ekonomi büyüyor ama daha yüksek enerji harcayarak daha düşük katma değer üretiyor. Bu oldukça dikkat çekici bir gelişme.
Özetle, yüksek büyümeye rağmen katma değer üretmede sıkıntılar varsa, o zaman kapasitelerin yeni yatırımlarla artırılmadığı, mevcut kapasitelerin limitlerine kadar zorlandığı söylenebilir. Bu analiz, sürekli yüksek seyreden kapasite kullanım oranlarından anlaşılıyor.
Fonlama maliyeti artarken, geçen yıla göre aynı ciroyu elde etmek için daha fazla üretmek zorunda kalan sektörlere yapılacak sadece birkaç katkı var: Dolaylı vergileri düşürmek ve ihracatçılara KDV iadelerini hızlı şekilde vermek. Bunu yapmak için de kamuyu küçültmek gerekiyor. Bunun tartışılacak bir tarafı kalmadı. Sadece nasıl yapılacağını tartışmak gerekiyor.
Prof. Dr. Emre Alkin