Herkes nefesini idareli kullansın…

ABD’de işsizlik ile ilgili rakamlar kafa karıştırdı ancak yine de hisse senedi piyasaları bir önceki gün yaşanan düşüşten sonra, tekrar yükseldi.

Açıkçası dünkü raporda bahsettiğim gibi bu tip kar satışları, güçlü yükselişler için zemin hazırlıyor. Bu yılın geçen yıla göre daha olumlu geçeceğine dair beklentileri şimdiden satın alan yatırımcılar, büyük ihtimalle birinci çeyrek büyüme rakamları açıklanana kadar ara sıra dinlenselerde, bu ralliyi devam ettirecekler.

Hisse senedi piyasalarında yükseliş olduğu zaman emtia ve diğer aktifler aynı paralelde yükselmiyor. Yine de hisse senetlerinin bir lokomotif etkisi yarattığını söyleyebilirim.

Dün Avrupalı bir yönetici “yükseliş hareketi bir trend mi yoksa dalga mı?” diye sordu. Ben de “hiç farketmez, dalga büyükse trend gibi algılanıyor” diye cevap verdim. Aslına bakılırsa, piyasa dalgalanmaları kısa hareketlerle olduğu zaman yatırımcılar fazla para bağlamıyor. Ancak dalgaların boyu gerçekten büyükse, bir süre sonra herkes sörf tahtasını koyup üzerinde gitmek istiyor. Bu durumda taze para girişi oluyor ve dalganın kırılması biraz daha gecikiyor. Akıllı yatırımcılar bu dalgaya doğru yerden girip doğru çıkmayı düşünerek hareket ederler.

Benzer durum reel sektör için de geçerlidir. Türkiye’de sanayi firmaları mevcut kapasitelerini zorlayarak iç ve dış talebe yetişmeye çalışmakta. Büyüme dalgasının ne kadar devam edeceği bilinmediğini için yeni bir yatırım yapmak yerine, mevcut potansiyelin sınırları zorlanmakta. Burada riski doğru hesaplayarak hamle yapanlar kazanacak. Yani, doğru yerde doğru atılımı yapmaktan bahsediyorum.

Bunu yapmak için yeteri kadar kaynak, yeteri kadar analiz ve yeteri kadar da cesaret gerekiyor. Sabırlı olmak lazım.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara