İktisada yeniden giriş…

Biliyorsunuz son kitabımın ismi “İktisattan Çıkış” idi. Baktım ki çıkış hızlandı, hemen bir yeni kitap yazdım. “İktisada Yeniden Giriş” ile ilgili bu sayıda sizlere kısa bilgiler vereyim dedim.

Ekonomi yönetiminden spor yönetimine kadar yapılan hatalardan çıkarılan dersleri toparladığım kitap aynı zamanda bireylere tasarruf, yatırım ve kazanç felsefesi konusunda bilgi veriyor.

Mart Ayında verdiğim konferanslarda da tekrar ettiğim, ihracatçı birliklerin toplantılarında söylediğim bazı tavsiyeleri, tam zamanı olduğunu düşündüğüm için paylaşıyorum:

– Şahsi masraflarınızı ya da işinizle alakası olmayan harcamalarınızı firmaya fatura etmeyin, hem etik olarak yanlış hem de ekonomik olarak zararlı bir davranıştır

– Harcamalarınızı önceliklendirin, ayakta kalmanızı sağlayacak faaliyetler için kaynaklarınızı kullanın

Eğer mevcut kapasiteyi tam olarak kullanamıyorsanız ilave kapasite için yatırıma kalkışmayın

– Borç-alacak ilişkilerinde uykunuzu kaçıracak adımlar atmayın

Tahsilat imkânlarınızı artırın, alacakları yaşlandırmayın, tahsilatı kolaylaştırmak için yeni metotlar geliştirin

– Malın tedariki malın fiyatından daha önemli hale geldi, bu konuya ciddiyetle eğilin ve kaderinizi başkalarının eline bırakmayın

– Döviz maliyetlere karşı TL geliri olan firmaların riskli davranışlar göstermemesi, ödeme ve borç gerçeğine uygun şekilde döviz kurları geri çekildiği her anı değerlendirmesi gerekir

– Mümkünse ihracatınızı cironuzun en az % 50’i düzeyine getirin

“Parasına hükmü geçen kurum batmaz…”

Mart Ayında gerçekleşen Galatasaray Olağan Mali Genel Kurulu’nda söz aldığımda şunu ifade ettim:

Profesyonel olarak çalışan üst düzey personelin aldığı kritik kararların mali sonuçlarından haberdar olması ve sorumluluğunu alması gerekir. Başarısızlıkların tamamını bütçeye bağlayamazlar. Çünkü sınırsız kaynak diye bir durum yok hayatta. Mali sonuçları olan işleri siyaset ederek yönetmek de imkânsızdır. Çünkü önünde sonunda sözler uçar ama zarar gerçektir.

Bundan başka, firmaların sahipleri, kurumların yöneticileri ve tabii ki profesyoneller, zamansız talep ve harcamalara hem etik gereği hem de rasyonellik gereği “dur” demeyi bilmeliler. Örnek vereyim: Üst düzey profesyonellerin altına pahalı arabalar çekmek yerine, çalışanların işe geliş gidiş şartlarını ve çevre şartlarını iyileştirmek, verimliliği artırmak için önemli olabilir.

Lüks mutluluk getirmez ama başarı mutluluk getirir. Başarının olmadığı yerde kimse sorumluluk almaz, suçlu hep başkasıdır. Mutsuz insanların çalıştığı yerde zaten verim olmaz sonunda batar, bunu unutmayalım.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara