İthalat bu: vergisi arttıkça yükselir…

“Zayıf Dolar ABD Ekonomisi için iyi”. Bunu Trump Hükümetinden isimler açıkladığı zaman tebessüm ediyorum açıkçası. Sanki bu durumu bilerek ve kendi elleriyle başarmış gibi anlatıyorlar.

Dünkü raporda oldukça net ifadelerle anlattım: ABD’nin başı dertte olduğu için Dolar düşüyor. Bir de yatırımcıların risk iştahı var tabii. Herkes Dolarını satıyor ve aktiflere giriyor. Sonuç normal.

ABD, Çin’den sonra dünyanın en fazla ihracat yapan ülkesi. Dolar’ın değeri ne olursa olsun uzun bir zamandır yola böyle devam ediyor. Ancak yurt dışındaki ABD yatırımlarını ülkeye geri çağıran Trump’a Doların düşük değeri bile yardım edemez. Amerikadaki maliyetlerle firmaların fiyat tutturması mümkün değil.

Belki de bu sebeple Trump, düşük gelirli kesimden daha fazla yüksek gelirlilere ve büyük kurumlara hitap eden vergi reformunu gerçekleşirdi. Bunun da yeterli olacağını sanmıyorum. Hiç bir reform ya da parite hareketi pahalı olan bir üretim yapısını, rakiplerine göre daha ucuz hale getiremez. ABD’yi 2 yılda Vietnam ile fiyat rekabetine sokmayı denemek en hafif ifadeyle “hayal”.

“Özeleştiri iyi zamanlarda daha faydalıdır..”

Ancak bunlar önemli değil. Son bir yıldır sürekli tekrar ettiğim gibi “mantık çağı sona erdi”. Türkiye’de de benzer şekilde ithalat pahalı hale getirilerek dış ticaret açığı kapatılmaya çalışıldı. Sonuç: İthalatın artış hızı ihracatın artış hızını geçti. Peki böyle olacağını daha önceden söylemiş miydik ? Cevabını siz biliyorsunuz.

İhracatta dünyada 31. sırada olan Türkiye, İthalatta 21. sırada. Demek ki mesele ithalatı azaltmaya çalışmaktan çok ihracatı artırmaya çalışmak olmalı. Ayrıca ithalatımızın % 85’inden fazlası hammadde, aramalı ve yatırım malı olduğu için, nihai ürünlere ilave vergi koyarak dış ticaret açığını daraltmak mümkün olmuyor. Yan etkisi de enflasyon ve hayat pahalılığı oluyor.

Özetle, küresel ekonomi ve ticaretin 2018’de olumlu şekilde devam edeceği gözüküyor. Bu gibi zamanlarda çalışmayan politikalar ve çözümleri gözden geçirmekte fayda olduğunu söylemem gerekiyor.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara