İTO Ve TÜİK Ayrışması Devam Ediyor…

Açıkçası İstanbul’da enflasyon oranları % 6’dan daha yüksek çıkınca, TÜFE rakamlarının böyle bir seviyeyle uyumlu açıklanması konusunda kafamda soru işaretleri oluştu. Daha önceki yazılarımda çokça bahsettiğim gibi, Temmuzdan itibaren % 1.50-2.00 arasında açıklanacak aylık enflasyon oranlarıyla OVP hedefi olan % 65 tutabilir hatta Merkez Bankası öngörüsü olan % 60,4 seviyesine bile yaklaşırız demiştim. Bu sefer mızrak çuvala sığmamış olabilir. Çünkü Eylül ayında ciddi fiyat artışları yaşadık. Buna rağmen İTO ve TÜİK ‘ in giderek ayrıştıkları bir süreçte olduğumuz aşikar.

Elbette bunu söylerken, TÜİK’in fiyat tespitlerini oranların nispeten düşük çıkmasını sağlayacak şekilde toplayabileceğini eklemiştim. Çıkan rakama müdahale edildiğini düşünmüyorum, soru sorulan yerlerde değişiklik yapılabiliyor. TÜİK’te görevinden ayrılanların hangi departmanlardan olduğunu da gözlemleyince, kanaatlerimiz bu konuda pekişti diyebilirim.

Sonuçta çıkan rakam beni şaşırtmadı ama düşündürdü. İTO ve TÜFE rakamlarında bugüne kadar pek yaşanmamış ciddi bir ayrışmadan bahsediyoruz. İstanbul’a bakarsak İTO endekslerinde Eylül’de artış gösterenler şunlar olmuş: Diğer harcamalarda % 53,23, kültür eğitim ve eğlence harcamalarında % 9,66, ev eşyası harcamalarında % 9,54, giyim harcamalarında % 8,63, sağlık ve kişisel bakım harcamalarında % 8,37, konut harcamalarında % 6,43, gıda harcamalarında % 3,64 artış olmuş. Bu rakamlar Eylül Ayında fiyat yükselişlerinin hayat pahalılığını ne kadar hızlandırdığını bizlere gösteriyor.

Zaten TÜİK de İstanbul’u teyit etmiş: Ana harcama gruplarına bakıldığında yıllık olarak en yüksek artış % 117,66 ile ulaştırma grubu, % 93,05 ile gıda ve alkolsüz içecekler; % 89,68 ile ev eşyası grubunda olmuş. Aylık değişimde en yüksek artış % 9,99 ile konut % 6,99 ile eğitim, % 3,40 ile haberleşmede olmuş.

Bu arada TÜİK’in açıkladığı çekirdek enflasyonda da yükseliş var. Bundan sonraki aylarda yani Ekim-Kasım-Aralık aylarında oldukça düşük enflasyon rakamları açıklanmalı ki hedef tutsun. Anladığım kadarıyla enflasyonda düşük için gelecek yılın başını beklememizi işaret eden demeçler boşuna değil. ÜFE’nin % 150’ye ulaştığını da hatırlatmam lazım.

“Rakamlar Bir Ülkenin Namusudur…”

İstanbul’da yaşadığım için elbette bu fiyat artışlarını doğrudan doğruya gözlemleyebiliyorum. Ancak ayda en az 2 ilimize görev icabı ya da konferans için ziyaret ettiğimden dolayı, oralarda da fiyat artışlarından şikayet edildiğini görüyorum hatta toptan ve perakende ürünlerin artışları hakkında bilgi toplayarak buna şahitlik ediyorum. Eylül Ayında TÜİK’in açıkladığı TÜFE oranı Türkiye gerçeklerinden oldukça uzak desem hiç yanlış olmaz.

Bir örnek vereyim: İnşaat maliyetinden birçok hizmete kadar fiyatlar yıl içinde en az 4 defa değişti. Fatura keserken utana sıkıla “kusura bakmayın” diyen esnafın kiradan daha fazla enerjiye para ödediklerini, temizlik masraflarının çok arttığını vs gibi ayrıntılarını biliyorum. Onlar da bizler gibi ev kirası ödüyorlar, çocuklarını okutuyorlar ve üzerine de işletmenin masrafları var. Endişe hatta vesvese fiyatlama davranışlarını bozuyor desem yanlış olmaz. Bu kadar çok gelecek kaygısı yaşayan insanın bulunduğu bir yerden olumlu bir sonuç çıkması imkansız ama TÜİK bunu başarıyor.

Her söyledim her zaman da söylemeye devam edeceğim. Rakamlar bir devletin namusudur. Bunları kuşku yaratacak şekilde açıklamak olumlu sonuçlar yaratmaz. Açıklanan rakama şaşırmadım, ama İTO’nun yarısı kadar çıkması ilginç geldi. Hafta içi bu durumu akılda kalıcı bir örnekle yazıya dökeceğim.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara