İyi düşün, iyi olsun…

Yeni yılın ilk sabah raporunda tekrar buluştuk. Herkese başarı, sağlık ve huzur dolu bir yıl diliyorum.

Bu temenni aslında, her sene “şampiyonluk parolasıyla” yola çıkan futbol takımlarına benziyor. Temenniler iyi olsa da, sonuç farklı olabiliyor. Hatta çoğunlukla farklı olabiliyor.

Geçen yılın Nisan ve Eylül aylarında iki defa revize edilen küresel beklentiler Aralık ayının son günlerinde bir kere daha değişti. Son 3-4 yılın alışkanlığı “negatif” başlayan beklentilerin, yıl sonuna doğru” pozitif” hale gelmesi. Ancak bu sefer durum farklı.

2018 yılına geçmiş yıllara göre daha olumlu bir beklenti sepetiyle başlıyoruz. Büyüme ve Dünya Ticaretiyle alakalı olumlu bir bekleyiş var. Daha önceki yıllar miktar olarak yüksek ancak hacim olarak olduğu yerde sayan Dünya Ticaretinin, 2018’de her iki kalemde de yukarı doğru seyredeceği ifade ediliyor.

Bu durumda Türkiye İhracatının da yeni rekorlar kırması beklenebilir. Eğer Avrupa’ya ihracatı artırabilirse, bu rekorları ay ve ay takip etmek mümkün olabilir. İhracatçıya mutlaka finansman desteği gerekiyor. Aksi taktirde bu hareketlenmeden tam olarak faydalanmak mümkün olmayacak.

Yarın açıklanacak olan enflasyon her ne kadar bundan sonra ne olacağı konusunda tam bir fikir vermese de, yıl sonuna kadar çift haneden tek haneye ineceğine inananlar çoğunlukta. Demek ki, yüksek seyreden enflasyonun önünde sonunda düşmesi bekleniyor.

Buraya kadar anlatmak istediğim şu: Küresel olarak bir “yükseliş yılı” bekleniyor. Böyle zamanlarda bazı olumsuzluklar göz ardı edilebilir. Dolayısıyla büyüme ve ihracat rakamları rekorlar kıracaksa, enflasyon veya faiz yükselişini kimse önemsemiyor.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara