Geçen hafta Cuma Günü “son zamanlardaki en tatsız haftayı geride bırakıyoruz” diye yazmıştım sabah raporuna. Acele etmiştim. Bu hafta, geçen haftadan daha beter bir haftaydı çünkü.
Trump’ın durup dururken dünyanı meşgul edecek bir başka konu bulması elbette bu haftanın en çarpıcı gelişmesiydi. Sayesinde uzun zamandır birbirleriyle görüşmeyen taraflar, telefon trafiği oluşturdular. Örneğin, Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan oldukça sık görüştüğü Putin’den sonra, Papa’yla bile görüştü.
Bu ne demek oluyor ? Kimin haklı kimin haksız olduğu belli olmayan konularda çatışan taraflar, Trump’ın büyük bri yanlış yaptığında hem fikir olmuşlar demek oluyor. Demek ki bazı davranışlar tüm tarafların lanetlemesine maruz kalabiliyor. Bu oldukça umut verici bir gelişme. “Keşke bu yanlışı ABD yapmasaydı” diyenler var, biliyorum. Ancak, başka bir ülke yapsaydı bu sorumsuzluğu, sanıyorum bu kadar ses çıkmazdı.
Türkiye’ye dönersek: Herkes Merkez Bankası’dan 100 baz puanlık bir faiz artırımı bekliyor. Hatta bu fiyatlandı bile. Dolar/TL ve gösterge tahvilin faizindeki geri çekilmenin en önemli sebebi bu. Eğer bu beklenti gerçekleşmezse, bu sefer 4.00 seviyesini tahmin edilenden önce test edebiliriz.
Yine de faiz yükselmesinin döviz kurlarını uzun süre sakinleştirmesini beklememek lazım. Bizi yine dalgalı günler bekliyor.
Prof. Dr. Emre Alkin