BloombergHT Yazıları

Hüseyin Öztürk’ten sonra Türk basketbolu

Son zamanlarda en popüler ikinci spor dalı olan basketbol ile ilgili yazıların sayısını artırmaya karar verdim. Makalelere gelen yorumlardan da böyle bir talebin olduğunu görüyorum. Her şeyden önce, Türkiye’nin Dünya

Rekor mu, istikrar mı?

Cuma günü özellikle erkekler için eğlenceli ama bir o kadar da stresli anların başlangıcına işaret eder. Eğer tuttuğunuz takım maçını evinde oynayacaksa heyecanlı bir hazırlık başlar. Eskiden de böyleydi. Çok

Türkiye para ligi hayal değil (mi?)

Hatırlarsanız hafta başında sizlerle UEFA Kriterlerini paylaşmış ve Türk Futbolu’nun şeffaflığa adım atması için önemli bir şansı yakaladığından bahsetmiştik. Tabii, bunun şans olarak değerlendirilebilmesi için ilk önce Türk Futbolu’nun önde

Eyvah (Yaşasın): UEFA kriterleri kapıda

Bu köşede yazdığım yazılar bazılarını incitiyor olabilir. Ancak dikkat ederseniz, içinde matematiğin olmadığı muğlak analizler yapmıyorum. Mesela transferde harcanan paraların karşılaştırılmasından, kulüplerin yönetim biçimlerine, zarar miktarlarından, lig sıralamasında sürekli aşağıya

NBA takımları azalacak mı?

Biliyorsunuz NBA’de ligden düşme yok. Dünyadaki basketbolseverler kadar basketbolcuların da hayallerini süsleyen bu ligin kendine has kuralları var. Oyunculara ödenen paraların yanında, sürekli “sold out” olan biletler, milyonlarca dolar ödenen

Transferde kim doğruyu yapıyor?

Geçen yıl çok iyi hatırlıyorum, bir büyük kulübün başkanı “Ara transferle gelen oyuncudan iş çıkmaz” demiş, geri kaldığı yarışta rakiplerini eleştirmeye kalkmıştı. Acaba haklı mıydı? Tabii ki değildi. Olmadığını da

Üç büyüklerin yönetim açmazları

Bir önceki yazımda Esteve Calzada’dan bahsetmiştim. Hani, Barcelona’yı bugünkü 400 Milyon Euroluk gelire ulaştıran, Catalanların gururunun THY dahil dünyanın en önemli markalarıyla buluşması için gerekli altyapıyı kurmuş olan kişi. Esteve,

Keşke biz de böyle 5 yesek

Çok değil birkaç ay önce Barcelona’nın Real Madrid’i darmadağın ederek 5 gol attığı maçı seyretmiştik. Genellikle futboldan uzak durmaya çalışan kadınların bile bu maça ilgi duyarak izlediğini hatırlıyorum. Kolay değil;

Kırmızı kartın gör dediği…

Çarşamba akşamı oynanan Türkiye-Güney Kore dostluk maçında çıkan kırmızı kart, aklımda dolaşan bazı fikirlerin düzene girmesine sebep oldu. Oynanan maçın birçok açıdan önemi vardı. Herşeyden önce iki ülke arasında Kore

Ara