En baştan söyleyeyim: Kendisi için en doğru olanı yaptı.
Salı sabahı gerçekleştirdiğimiz ortak canlı yayında, sizlere TCMB’nin 3 seçeneği olduğunu söylemiştim.
- Faizleri 25 baz puan yükseltir. Böylelikle Hem Ankara’yı, hem bankacıları hem de yabancı kurumları kızdırır.
- Faizleri 100-150 puan artırır: Bunu yaparsa Bankacılardan şiddetli tepki alır, Ankara’nın ne diyeceğini düşünmek bile istemiyorum, yabancıları ise memnun eder.
- Faizler sabit tutar: Bu durumda da Bankacıları idare eder, Ankara’yı rahatlatır, yabancıları kızdırır.
Artık Merkez Bankacılığı “oyunu soğutma” taktiğine göre seyrettiği için, siz olsaydınız hangi kararı verirdiniz ? Hep beraber “tabii ki 3. seçenek” dediğinizi duyuyorum. Demek ki iş o kadar karışık değilmiş. Böyle anlatınca cevabı vermek kolay oluyor.
Büyük bir çoğunluk 25 baz puanlık artış beklerken, benim neden aynı fikirde olmadığımı böylece anlatmış oldum. Sadece piyasa gerçeklerine bakarak karar veren bir Merkez Bankası kredibilite kaybeder. Açıkçası Banka Analistlerinin önemli bir kısmı da yollarını bu sebeple kaybetmiş durumdalar. Bilgisayar ekranına bakarak analiz yapmak bir yere kadar götürüyor. Sonra yaya bırakıyor.
Özetle, Merkez Bankası kendine göre rasyonel bir karar aldı. Dolar/TL’nin de sakin şekilde yola ettiğini de görüyoruz. O zaman sürekli eleştirmek yerine bir kere de TCMB Yönetimini kutlayalım.
Demek ki, risk alınca herkesi değil ama, birçok kesimin yararına bir sonuç yaratmak mümkün olabiliyor.
Prof. Dr. Emre Alkin
