Mevzu Yine Politika Faizi..

ABD’de enflasyon beklentilerin üzerinde açıklandı ve daha da kötüsü çekirdek enflasyon son 40 yılın en seviyesinde gerçekleşti. Böylelikle bazı uluslararası kurumların “sakın faizleri yükseltmeyin” uyarısı bir hoş sada olarak hafızalarda kaldı desem yanlış olmaz.

Açıklamadan sonra tereddütte olan Fed üyelerinin bile enflasyonun hızı kesilene kadar faiz artışı talep edeceğini düşünüyorum. Böylelikle Kasım ayındaki toplantıda 100 baz puan yükseliş ihtimali güçlenmiş oldu. Birçok kurum enflasyon açıklamasından sonra Fed’in faizi % 4’ün üzerine çıkarmaktan tereddüt etmeyeceği yönünde açıklama yaptı. Bu gelişmeler piyasaların aklını karıştırdı.

Bir yandan Doların faiz artışı beklentisiyle güçlenmesi beklenirken, diğer yandan hisse senedi piyasalarında ciddi bir düşüş ihtimali seslendirildi ama, pek de öyle olmadı. Fed’in enflasyonun düşmesi için herhangi bir tereddüt göstermeyeceği iyice anlaşıldı ama, aynı tavrın ECB tarafından da gösterileceği ihtimali paritede önce düşüş sonra da hafif bir toparlanma getirdi, hisse senedi piyasaları önce tereddüt etti ama sonra yükselişe devam etti. Emtia piyasaları ise karışık bir seyir izlerken, OPEC+ kararıyla birlikte Petrolün yükselişe devam ettiği göze çarptı.

“Düzenleyici Otorite Olmak !…”

Piyasalar artık şunu kabul etmiş görünüyor: “En kötüsünü belki görmedik ama en kötüsünün ne olduğunu artık biliyoruz”. Özetle resesyon artık beklenti olmaktan çıkmış, gerçekmiş gibi kabul edilmeye başlanmış. Yüksek faiz de orta vadede kaçınılmaz bir gerçek olarak anlaşılmış durumda. Aslına bakılırsa belirsizlik piyasaların en büyük düşmanı. En korkulan durumlarda bile bir kesinlik var ise yatırımcılar bir süre sonra şartlara alışıyor.

Buradan anlamamız gereken şu: Sürekli mevzuat değiştirmeden, sürprizler yapmadan, tarihsel gerçeklerle sınanmış pratikten şaşmadan, piyasaların güvenini kırmadan yola devam eden düzenleyici otoriteler sayesinde dalgalanmalar kısa sürede bitiyor, ekonominin temel dengelerinde büyük bir sapma olmuyor. Ayrıca, stresi yatıştıran ve piyasa tarafından yadırganmayacak bir modelin kararlılıkla uygulandığının gösterilmesi de önemli.

Sonuç olarak, düzenleyici otoriteler piyasa aktörlerine güçlerini sürekli kural değiştirerek değil ne yaptıklarını gayet iyi bildiklerini göstererek ispat ettikleri zaman zor zamanlar daha kolay atlatılır desem sanırım kimse karşı çıkmayacaktır. Tabii, bazı zamanlarda kural değiştirmek de gerekebilir. Bu durumda düzenleyici otoritenin intibak süresini doğru şekilde hesaplaması gerekir diye düşünüyorum.

Bu haftaki TCMB faiz kararından önce Fed üzerinden bir fikir yürütme yapayım dedim.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara