Ne Yazabilirim Ki Bugün ?!..

İstanbul’da bir pazar günü masum insanları hedef alan bir terör saldırısı yaşadık. Bu alçakça saldırıya hedef olan çocuklar, ebeveynleri ve diğer kurbanların mutlu günlerdeki resimleri sosyal medyada paylaşıldı, paylaşılıyor. İçimizde fırtınalar kopuyor.

“Patlamadan az önce oradan geçtim” diyenlerin yaşadıkları korkunun yanı sıra, çalışmak için ya da sadece gezmek için İstanbul’da bulunan yabancıların endişesi ve ailelerin korkusu da var. Zaten terörün hedefi bu. Korkutmak, tedirgin etmek, özgürlüğü kısıtlamak.

Diğer taraftan terörü lanetlerken “amasız fakatsız” olmayı başaramayanları da ortaya çıkarıyor bu acı olaylar. İkiyüzlü davrananları hatırlatıyor bize. Ancak olan kurbanlara, ailelerine oluyor. Bir pazar günü evden çıkan sevdiklerini bir daha sarılamayacaklara ne demeli ? Daha başlamadan biten hayatlar, daha yaşayacak çok hikayesi olanlar.. Artık onlar yok. Bizler hayata devam edeceğiz. Herkes kendi deviniminde yola devam edecek. Maalesef 21. yüzyılın gerçeği bu. Çabucak unutmak.

Sabah çok erken kalkıp sokağa çıktığım için, konuştuğum herkes “çok yorgunum” dedi bana. Ruhlar yorulmuş artık, bedenlerin arkasından sürükleniyorlar. İnsanların aklı ise beden ve ruhun bu kirlenmişliğinden nasip almamak için, bir karış havada seyrediyor. Çoğunlukla aklın bize kötü gelen bu hali, acılı zamanlarda “şuursuzluk reçetesi” gibi imdada koşuyor.

Bugün yazacağım bir şey yok. Yarın bakarız Dostlar.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara