Otomotiv sektörünün geleceği farklı olsa da parlak olacak…

Tam kapanma başlamadan önce bazı sektörlerle alakalı izlenimlerimi paylaşmak istedim. Tabii, herkesin canı burnunda haklı olarak ancak, yarınlar için yazmaya devam edeceğim.

Geçenlerde OYDER’in Otoban dergisi için güzel bir söyleşi yaptık. Hem sektörü hem de ekonomideki dalgalanmaları ele aldık. Analizimi sizinle de paylaşıyorum.

Öncelikle, ekonomide atılan olumlu veya olumsuz adımlar belirli bir zaman etkisiyle gerçekleşir. Faizler düştü diye hemen araba alınmayacağı gibi faizler yükseldi diye müşteri bir anda satın alacağı araçtan vazgeçmez. Bu gecikmeli etkiyi pandemide insanların ulaşım için toplu taşıma araçlarını kullanmaması, birinci ve ikinci el piyasasına yönelmesi de etkiledi.

Özellikle yurt dışındaki markaların pandemi sebebiyle üretim yapamaması ikinci el piyasasını yükselişe geçirdi. Sadece otomotiv sektörü de değil farklı sektörlerde de ciro artışları oldu. Her zamanki uyarımı yapmaktan geri durmadım: “Bu ciro artışları sürekli olacak şekilde algılanarak hareket edilmesinin etkileri kötü olabilir.”

Bu dönem hem ham maddeyi sağlayanlar hem de tedarikçiler açısından zor bir dönem oldu ve zamana göre hareket edip anlık büyüme kararları almak özellikle bu alanlar için oldukça tehlikeli olacaktır. Ham madde ve yatırım ürünü işi bu süreçte dalgalanarak ilerledi ve talebin artması, arzın cevap bulamaması müşteriyi ikinci el piyasasına doğru çekti.

Normal şartlarda 1,5 milyona çıkmayı planlayan otomotiv sektörü, pandeminin etkisiyle bir anda yarım milyona düştükten sonra 800 binli sayılara çıkıldığı zaman büyük bir başarı olarak görüldü fakat bizim kapasitemiz bundan çok daha yüksekte.

“Eski satış rekorlarına ulaşmak şimdilik zor…”

Benim tahminime göre 1 milyon araç hedefine ulaşmamız şu an mümkün gözükmüyor. Otomotiv sektörünün toparlanması ikinci çeyreğin sonuna doğru olabilir. Pandemi bitip her şey normale döndüğünde ve insanlar tekrar toplu taşımaya yöneldiğinde bu sayılara ulaşmak çok daha zor olacak gibi görünüyor. Ancak umutluyum. Çünkü otomotiv sektörünün bir geçmişi var. Bursa’da otomotiv sektörünün gelişmesinin sebebi Osmanlı zamanındaki at arabalarının tasarımının ve üretiminin bu şehirde başlamasındandır. Bunun sebebi de Balkanlardan gelen göçün Bursa’ya yerleştirilmesidir. Marmara Bölgesi bu konuda otomotiv sektörünün de gelişiminin öncüsü olmuştur. Otomotiv sektörü bu sebeple Türkiye’deki en eski sanayilerden birisidir. Yapay zekâya en hızlı uyum sağlayan otomotiv sektörü, farklı bir istihdam politikasıyla zamanla yoluna devam edecektir diye düşünüyorum.

Buradan banka ve banka harici finans kuruluşlarına önemli bir notu paylaşmak isterim: Hem araç finansmanı hem de yan sanayinin kredilendirilmesinin önemli bir faaliyet olduğuna inanıyorum. Tabii bunların hepsi 17 Mayıs’tan sonraya kalacak beklenti ve temenniler.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara