Överken öyle bir öv ki insanı, yerme zamanı geldiğinde gülünç olmayasın

“Överken öyle bir öv ki insanı, yerme zamanı geldiğinde gülünç olmayasın” demiş Keykavus. Oğluna yazdığı Kabusname adlı kitapta, insan çalıştırmaktan misafirlikte adaba kadar herşey var. Bunu da 11. yüzyılda yazmış. Kaç defa okudum hatırlamıyorum. Bir kere daha okurum ama. Yukarıdaki söze bir de tersinden bakalım. “Yererken öyle bir yer ki, övme zamanı geldiğinde gülünç olmayasın..” İşte böyle Dostlar, “yüz yüzden utanır” bahanesiyle kişinin yüzüne gülüp, sağda solda yererken şahit olduklarıma hep bu uyarıyı yaparım. Bunu oldukça sık yapan bir tanıdığım vardı. Hatta bir gün bana “senin hakkında kötü konuşuyorlar” demişti. Ben de ona şu cevabı vermiştim: “Herkes herşeyi der de, sen onlara ne dedin ?”. Bocalayınca anladım ki ortalığı karıştıran kendisi. Unutmayın Dostlar, birileri sürekli yanınıza gelip sizin hakkınızda dedikodu olduğunu söylüyorsa, büyük ihtimal bunun kaynağı bizzat kendisidir. Çünkü ancak bizde görülür arkasından yerdiği adamı yüzüne karşı övenler. Sözün özü, tavırlı olmak demek aklına her geleni söylemek değil. Doğru sözü doğru yerde kullanmak, hisler kadar aklı da çalıştırmak demek. Böyle yapılınca gelecekte pişman olunacak, utanılacak veya eleştirilecek sözler çıkmıyor ağızdan. Rektörümüz Çağrı Erhan Hoca‘nın önemli bir sözü var. “Bu coğrafyada ezeli ve ebedi düşman yoktur”. Bunun bilincinde olup, sözleri ona göre seçmekte, eşten işe, dosttan rakiplerimize kadar buna dikkat etmekte fayda var. Biz Altınbaş Üniversitesi‘ nde bilgi kadar söze de hakim olmayı anlatıyoruz. İfade dünyasının en önemli unsuru bu Dostlar.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara