Plan yapmak iyidir ama…

Geçen hafta Orta Vadeli Plan açıklandı. Bana her konferansta soruyorlar “OVP yapmak iyi midir?” diye. Şu açıdan bakalım: Devletin önümüzdeki üç yılda ekonomiyle alakalı beklentilerini özel sektörün ve vatandaşların görebilmesi için elbette iyidir. Ancak şu yanılgıdan kurtulmamız lazım.

OVP’de bahsedilenlerin hepsi “mutlaka gerçekleşecek” kıvamında yazılmaz. Bu planı hazırlayanlar âdeta özel sektördeki bir Mali İşler Sorumlusu gibi davranarak şu şekilde yaklaşırlar:

“Yakın vadeye mantıklı şeyler yaz, uzak vadeye patronu mutlu edecek ne varsa onu yaz…”

Şaka yapmıyorum. Beş dakika sonra ne olacağı belli olmayan dünyada bu tip planları hazırlayan aynen bu felsefeyle ele aldıkları planları, bizlerin görebileceği şu uyarılarla tamamlar: “Bu rakamlar bundan iyi olamaz, şu hedefleri gerçekleştirmeden diğer hedefleri tutturamazsınız…”

Özetle planda yazılanların temenni-amaç-gereklilik kıvamında tasarlandığını bilmeliyiz.

Mesela %5’lik enflasyon hedefi artık OVP’de yok ama tek haneli TÜFE hedefi var. İşsizlik de aynı şekilde tek hane beklentisini korur şekilde tabloya derc edilmiş. Büyüme rakamları hayal değil, %5 civarında dolaşıyor. Ancak Avrupa’nın bu kış başına gelecekler doğrultusunda ihracat-dış ticaret açığı-cari açık başlıklarında olacaklar biraz iyimser ele alınmış. Sebebi belli: Daha gerçekleşmemiş ya da sinyal alınmamış olumsuzlukları hesaba dahil edemeyiz…

Hedefleri tutturmak daha iyidir

Zaten Orta Vadeli Plan yapanların zorluğu burada. Beklentiler olumsuzken bir anda olumlu hâle geliyor, bazen de tam tersi gerçekleşiyor. Yani bol matematik hesabından sonra, biraz kendinize hata payı tanıyıp “Allah’ın dediği olur” diyerek bitireceksiniz. Yarın ne olacağını kimse bilemez, bazen tahmin etmek bile zor.

Anladığım şu ki Hükûmetin; TÜFE’nin yıl sonu %65 veya altında bitmesi için yoğun bir çabası olacak. Büyüme oranının matematiksel olarak %4’ün altında kalması pek mümkün görünmediği için %5-5,5 arası bir rakam benim için sürpriz olmaz. Ancak faiz düşürme adımları devam ederse, dövizi tutmak mümkün olmayabilir. Bu durumda sokaktaki enflasyon ile TÜFE arasındaki makas endişe verici şekilde açılır, Devletin açıkladığı rakamlara güven dip yapar. Tam bu esnada kredi notu bir kez daha kırılırsa, OVP’deki hedefler mecburen revize edilir…

Özetle, OVP özel sektör ve vatandaş için öyle ya da böyle bir yol haritasıdır. Ancak hedeflerin bazıları pamuk ipliğine bağlı olduğu gibi, bazıları da “başka çaremiz yok” niteliğinde. Bu sebeple, hedeflerin gereği olan hamleleri daha önceki tecrübelerden ders almış şekilde yapmalı, piyasayla inatlaşmadan yola devam etmeliyiz. Mesela son açıklanan aylık TÜFE’ye bakarak faiz düşürmeye kalkarsak, bunun yan etkilerini savuşturmak için verdiğimiz çaba 2023-2024 hedeflerini tehlikeye sokacaktır…

Sonuç olarak, bir planın gerçekleşmesi için hedeflerinin tutarlı ama iddialı olması önemlidir. Ancak bu hedefleri gerçekleştirmek için atılacak “doğru ve kuvvetli” adımlar hepsinden daha önemlidir.

09

Ara