Seçimden Sonra Ne Olacak ?

Seçimden Sonra Ne Olacak ?

Seçimlere kadar piyasaların sürekli gerileceğini söylemek için çok fazla düşünmek gerekmiyor. Döviz kurlarında adım adım yükseliş devam ederken, cevabını verdiğimiz halde herkesten aynı soru geliyor : “Seçimlerden sonra ne olacak?”

Enflasyon oranları için TGRT canlı yayındayken de benzer bir soru geldi. Ben sürekli olarak “ne olacak değil ne olmalı, onu sorun” desem de, haklı olarak insanlar reçeteyi duymaktan çok “başımıza en kötü ne gelir” sorusunun cevabını duymak istiyor.

O zaman bir fikir yürütme yapalım: Para politikası bu şekilde devam ederse Dolar/TL’de ciddi bir sıçrama, sonra da geri çekilme yaşanması ihtimali yükselir. Tabii elinde döviz tutanlar rekor seviyelerden satış yapmakta tereddüt edeceğinden, geri çekilme biraz zaman alacaktır.

Böyle durumlarda döviz tutmak kısmi bir rahatlama sağlar. Çünkü enflasyonda hızlı bir yükseliş yaşanacağı için hayat pahalılığı ve maliyet yükselişlerini kur yükselişi ile telafi etmek mümkün olmaz. Büyüme hızı da bu gelişmeler neticesinde düşük seyreder.

Bu seçimden bir yıl sonra mahalli seçimler olacağı için, hangi iktidar gelirse gelsin serbest piyasa şartlarına hemen geçemeyecektir. Faiz ve kurlarda kademeli gevşeme en doğru davranış olacaktır. Ancak yeni bir hükümet gelip kur ve faizi baskılamaya devam ederse, piyasalar bu baskıyı mahalli seçimlere kadar taşıyamaz. “Şu ana kadar taşıdı ama” diyenler olacaktır ama böyle durumlarda Adana’da kamyon arkasında gördüğüm bir yazı aklıma geliyor: “Rahmetli de sollardı”.

Çok basit ama bir o kadar derin olan bu yazıya bakınca anladığım çok net: Bir kaza çıkana kadar doğru olmayan işleri yapmaya devam ederiz. Kan, gözyaşı ve büyük tecrübelerle yazılmış piyasa kurallarını şartlara göre esnetip bükmekten cesaret alıp, sürekli böyle yapmaya karar verince kritik ana doğru yolculuğu başlatmış oluyoruz aslında.

Özetle büyük riskler alarak talihli şekilde sürdürülen taktik hamleler yerine, daha az riskli ama sabırlı olursak sonuç verecek stratejiyi benimsemek en doğrusu iken, kısa vadeli çözümler üretip uzun vadeli sorunlar yaratıyoruz. Bir de meseleye bu açıdan bakmakta fayda var gibi geliyor.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara