Torba Yasa ve Normale Dönüş..

Meclisten geçen son torba yasanın içeriğine göz gezdirince oldukça farklı saikler ile birçok maddenin hazırlanmış olduğunu gördüm.

Vergi ödemelerinden bankacılık düzenlemelerine, sosyal yardımlardan sicil affına kadar birbirinden farklı meselelere çözüm bulmak için tasarlanmış bir yasa olarak göze çarpıyor. Şu an yaşamakta olduğumuz bir çok soruna çare üretmek veya pek yakında sorun çıkaracağı düşünülen meselelere önlem almak için çıkarılmış olduğu anlaşılıyor. Ancak aklıma 1999 depreminden sonra çıkarılan özel iletişim vergisi geldi. O zaman Hükümet Üyelerine ciddiyetle şunu söylemiştim:

“Bu tip kanunlar çıkardığımız zaman, bir süre sonra bunlar kalıcı hale gelir ve yan etkileri ekonomiye olumsuz etkiler yaratır”. Maalesef söylediğim çıktı, depremden sonra ortaya çıkan vergilerin büyük bir kısmı kalıcı hale geldi. Bugün ise sorunumuz çok daha karmaşık diyebilirim.

Uzun bir zamandır torba yasa çerçevesi altında günlük sorunları bertaraf etmek, ötelemek veya ortadan kaldırmak için uğraşıyoruz. Ancak o kadar fazla sayıda mevzuat ve kanun çıktı ki, normal zamanlar geldiğinde bunları nasıl düzelteceğiz, onu bilemiyorum. Yani hassas veya zor zamanlarda kurtarıcı olarak çıkardığımız kanunlar ya da koyduğumuz kuralların ortalık sakinleşince kaldırılması gerekiyor ama, hangisinden başlayacağımızı bence tespit etmekte zorluk çekeceğiz. Vergi düzenlemelerinden dış ticaret rejimine, piyasa kurallarından sosyal konulara kadar bir çok kanun çıkardık ancak kimsenin söz konusu kanunların en eski hallerini hatırladığı yok diyebilirim.

“Normale Dönüş Nasıl Olacak ?..”

Eski yunan filozoflarının bile şöyle bir uyarısı vardır onu hatırlatmak isterim: “Eğer kanunlar yoluyla vatandaşın haklarını kısıtlıyorsak, başka bir yerden özgürlük vermek zorundayız ki gerginlik olmasın.” Ancak git gide sertleşen, kısıtlayıcı diğer taraftan gevşek olunmaması gereken yerleri de yumuşatan bir tarz ile yeni kanun ve mevzuat üretiyoruz. O zaman daha önce meslektaşlarımı uyardığım noktayı bir kez daha hatırlatmak isterim: Eğer bir yerde serbest yani liberal demokrasi tam anlamıyla uygulanmıyorsa, o zaman iktisatla ilgili uygulamalarda serbest piyasa kurallarına uyulup uyulmadığını konusunda eleştiri yapmanın da bir manası yok.

Benim endişem, liberal iktisatın temel kuralları değil, hangi iktisadi sistem olursa olsun piyasaların ve piyasa aktörlerinin sahip olması gereken ilkelerden uzaklaşılması. Bu durumda fiyatlama davranışlarında bozulmalar olması kaçınılmaz olur ve bunları düzeltmek için atılan adımlar maalesef beklenmeyen yan etkiler yaratır. Şu an tamamen bu durumu yaşıyoruz diyebilirim.

Özetle kişilerin piyasa gerçeklerine uygun davranmasını sağlayacak yasaları şartlara göre gevşetmek belki günü kurtarır ama değiştirilen şartlar tekrar eski haline getirilmezse yozlaşma kaçınılmaz olur. Çek ile ilgili yaşadıklarımız bunun en basit örneği olarak karşımıza çıkıyor desem yanlış olmaz.

 

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara