Trump mı, Biden mi derken piyasalarda neler oluyor?

Pazar akşamı Instagram üzerinden yaptığım canlı yayında gelecek hafta gerçekleşecek olan ABD Başkanlık Seçimi üzerine Sn. Dan Levent ile analizler yaptık.

Biden anketlerde önde gözüküyor ama kesin konuşmak için henüz erken. Biden seçilirse Çin-ABD çekişmesinin sonra ereceğini düşünenlerin sayısı az değil. Demokratların Başkan Adayının “önce Amerika demek, Amerika’yı yalnızlaştırır” cümlesi bu düşünceyi destekler nitelikte. Trump’ın kazanması Çin ve diğer ülkelerle ABD arasındaki gerilimi artıracak gibi gözüküyor.

Trump’ın büyük bir propagandayla açıkladığı vergi indirimlerinin zenginlere daha fazla yaradığını ısrarla söyleyen Demokratlar iktidara gelirlerse büyük ihtimalle söz konusu indirimleri iptal edecekler. Bir de elbette “OBAMACARE” adı verilen ve Trump tarafından uygulanmayan sağlık reformu tekrar uygulamaya konacak. Biden böylelikle herkese bedava COVID testi ve herkese sağlık sigortası yaptırmayı hedefliyor.

Trump’ın kaybetmesi durumunda ABD yollarında artık elektrikli araçlar daha fazla yol almaya başlarken, 2050 yılına kadar ülke karbon emisyonu açısından Avrupa ile yarışacak bir hale gelecek. Özetle, Trump da gelse Biden de gelse para harcanacak. Ancak her başkan adayının kendi seçtiği yola göre harcanacak. Dan Levent canlı yayın boyunca bu analizlerin yanında, Parite-Altın-Gümüş-Bitcoin-Dolar/TL-Borsa üzerine oldukça derin analizler paylaştı. Tüm bunlar instagram hesabımda bulunuyor. Merak edenler oradan takip edebilirler.

“ABD Seçimleri bizi nasıl etkileyebilir?…”

Türkiye’nin seçim sonuçlarına göre nasıl etkileneceği konusu ise tam olarak netlik kazanmadı. Bir taraftan “Biden seçilirse Türkiye’nin aleyhine olur” diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar fazlayken, “Biden Amerika’nın lehine olan ne varsa onu yapacak” diyerek Türkiye-ABD ilişkilerinin karşılıklı önemine vurgu yapanlar da var.

Maalesef Obama zamanından beri Türk-Amerikan ilişkileri zaman zaman iyileşmeler olsa da baş aşağı gidiyor desem yanlış olmaz. Alçakça darbe girişiminde ABD’nin tavrıyla başlayan, sonra PYD-YPG, S-400, F-35, Rahip Brunson, Halk Bankası davası, karşılıklı yaptırımlar ile devam eden gerginlik Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki diyalogla bugüne kadar kontrollü şekilde devam etti diyebilirim. Yabancı yazarların kitaplarından anladığım kadarıyla bazı Trump-Erdoğan görüşmeleri oldukça gergin ve çözümsüz tamamlanmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle son açıklaması ABD Devletine bir mesaj niteliğindeydi. “İstediğinizi yaptırımı uygulayın, biz çizgimizden vazgeçmeyeceğiz”.

Tüm bu gelişmeler Trump da seçilse Biden da seçilse, gerginliğin tırmanmaya devam edeceğini bizlere gösteriyor. Bu durumda ne faiz ne döviz kurları sakin seyretmeyecektir. Buna paralel olarak CDS primleri tekrar yükselmeye başlarsa, yurt dışı kaynağın maliyeti artacağı gibi, kaynak bulmak konusunda da zorlanabiliriz. Bu gelişmelere hazırlıklı olmakta fayda var.

Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki çatışmalar, Doğu Akdeniz ve Yunanistan gerginliği, Libya Meselesi, Suriye açmazı artık birbirleriyle etkileşimi güçlü gelişmeler haline geldi. Bu diplomatik problemlere dahil olan ülkelerin oluşturduğu ortak küme Türkiye, Rusya, ABD, Fransa, Suudi Arabistan. Diğer ülkeler ya doğrudan etkilendikleri için meseleye dahil oluyor ya da daha güçlü bir ülke tarafından “vekaleten” dahil ediliyor.

Eğer ABD’de seçim sonuçları uzun bir süre sürüncemede kalır ve açıklanmazsa, doğrudan tüm ülkelerin Amerikan Hükümeti’yle değil Amerikan Devleti ile muhatap olacağını söylemek yanlış olmaz. Bu durumda Amerikan Devletinin çıkarlarına uygun hareket etmeyen herkesin başına para ve sermaye piyasalarında ciddi dalgalanmalar ve tüm kurumlarına siber saldırılar meydana gelebilir. Buna hazırlıklı olmak lazım diye düşünüyorum.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara