TÜFE yine şaşırtmadı ama ÜFE şok edici hızla yükseliyor…

Daha önceki yazılarımda TÜFE oranlarının yaz sonuna kadar yükseliş eğiliminde olma ihtimalinden bahsetmiştim. Pazartesi açıklanan TÜFE rakamı bu görüşümü teyit ediyor diyebilirim.

Vaktinizi almadan fiyat artışlarının analizine geçelim: Mart ayında en çok sağlık harcamalarında fiyat yükselişi olduğu, ardından eğitim ve lokanta ile otellerin geldiği gözüküyor. Kapalı kaldıkları için maliyetleri artan lokantalar ve eğlence yerlerinde yasaklar kalkar kalmaz fiyat yükselişi olduğu gözüküyor. Ancak her ay değişmeyen şampiyonlar belli: Giyim-ayakkabı ve gıda-alkolsüz içecekler kalemi. Bunlar her zaman TÜFE’nin üzerinde bir oranla fiyatlanıyor maalesef.

Yıllık bazda incelendiğinde yine TÜFE artışı üzerinde yükseliş gösterenlerin gıda ve alkolsüz içecekler olduğu, ulaştırmanın ise yıllık %25 artışla rekor kırdığı, ardından ev eşyasının geldiği anlaşılıyor. Sağlık harcamalarındaki fiyat yükselişleri de yıllık TÜFE oranının üzerinde gerçekleşmiş.

Yıllık TÜFE oranının altında kalan ama yine de öne çıkan lokanta ve oteller, konut, eğitim, eğlence, kültür, haberleşme, giyim ayakkabı kalemlerindeki artışlar bize gösteriyor ki, enflasyonun istikrarlı düşüşü için daha epey bekleyeceğiz.

Diğer taraftan, Yurtiçi ÜFE yıllık bazda tüketici fiyatlarının iki katına çıkmış durumda. Geçenlerde bazı sektörlerin kanaat liderleri hammadde fiyatlarının %50 civarında artmış olduğundan bahsediyorlardı. Açıklanan son rakamlar bu sözleri teyit ediyor. Talebin canlandığı her an, ÜFE’ deki artışların TÜFE’ye yansıyacağını söylemek falcılık olmaz.

“Bu olumsuzluğu faizle çözemeyiz…”

ÜFE’nin 2019 yılının Eylül’ünden beri sıkıntı veren bir şekilde yükselişe başlamış olduğunu da söylemem gerekiyor. Ocak 2020’den itibaren “düşermiş gibi” yapan ÜFE, yine aynı yılın mayıs ayında tekrar yükselişe başladı ve roketleme yukarı doğru gidiyor.

Tüketici fiyatlarına geri dönersek: Çekirdek enflasyon düşmedikçe TÜFE’nin düşmesi de zor gözüküyor. Bu arada, iki ay üst üste çekirdek enflasyon TÜFE’nin üzerinde gerçekleşti. Demek ki mevsimlik bazı mal ve hizmetlerde düşüşler var. Aksi takdirde böyle bir fenomen gerçekleşmezdi.

Sonuçta 418 kalem mal ve hizmetin %69’u mart ayında fiyatları yükselmiş, %8’i değişmemiş, %22’sinin ise fiyatları düşmüş gözüküyor. Hem en yüksek artış hem de en yüksek düşüş tarafında hep gıda maddeleri ve tarımsal ürünler var.

Tüm bunlar enflasyonun faiz yükselterek değil, daha ciddi ameliyatla çözülmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Ancak “faizle çözemeyiz” deyip faizleri düşürmeye veya yine politika faizini anlamsız kılacak uygulamalara başlarsak kendi ayağımıza kurşun sıkmış oluruz. Meseleyi hassas şekilde ele almak lazım.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara