Yeni varyant ile yeni normali tekrar hatırladık…

Omicron ile beraber tekrar “tam kapanma” riski altında olup olmadığımız konuşuluyor. Açıkçası konuşulmaya başlanması bile, toparlanmakta olan küresel piyasalara ciddi darbe vurdu diyebilirim.

Bir kez daha tam kapanma ihtimaline karşı geçen yıl “firmaların yapması gerekenler” anlamında 5 adet öneri paylaşmıştım. Yeni ve net bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz için biraz değişiklik yaparak paylaşmakta fayda görüyorum.

Paydaşlarla ortak aklı yaratma: Bu adım şirketlerin bugüne kadar çözemediği kırılganlıkları giderme ve “doğru işin ne olduğunu bulma” aşamasıdır. Başka bir deyişle “yönetişimin” başlatılması. Bu aşamada müşteriler, tedarikçiler, çalışanlar ve iş ortaklarıyla teması güçlendirerek doğru bilgiyi ve firmayla ilgili algının ne olduğunu toparlamak gerekiyor.

Bağışıklık oluşturma: Bu adımda şirketlerin nakit akış problemleri, tedarikteki aksaklıklar, satış, tahsilat ve pazarlama çerçevesindeki eksikliklerin tespit edilmesi, nihayetinde yeni bir salgında uzun süre kapanma ihtimali elle tutulur hale gelirse, firmaların yaşamasını sağlayacak şekilde restorasyonu sağlanması önemli.

İşe geri dönüşün planlaması: Kapanmalar ve aksaklıklar öncesindeki ölçeğe kavuşmak için gerekli hareket planını oluşturma bu adımda yapılıyor. Daha önceki adımlarda hasar tespit işlemi tamamlandığı ve gerekli tamirat başladığı için bundan sonra acele etmeden şirketlerin salgın öncesi performansına ulaşması, hatta o zamanlarda neyi yanlış yapıyorsa doğrusunu yapmak için planlamayı bitirmesi gerekiyor.

Yeni Normali keşfetmek: Bundan sonra işlerin hem şirket özelinde ve rakipler özelinde neler yapılacağını tahmin etmek, iş durması karşısında geliştirdikleri reflekslerden “doğru çalışan örnekleri” (best practices) benimsemek. Pandemideki alışkanlıklar ve iş yapma tarzlarının ne kadarının kalıcı olacağını tahmin etmek ve ona göre hazırlık yapmak da diyebiliriz.

Reform: Sektörler ve Ekonomiyle alakalı düzenleyici otoritelerin hangi mevzuat değişikliklerini yapacaklarını tahmin ve takip etmek, sektörlerin hangi yöne doğru evrileceği konusunda net bir fikre sahip olmak.

“Suya düşmeden yüzmeyi öğrenmek lazım…”

Bir tavsiye daha ekledim: Küçük ölçekli şirketlerin ihracat yapması, dirençlerini artıracak bir hamledir. Çünkü dış talep, iç talebe göre daha büyük ve daha istikrarlıdır. İç piyasada ölçek sorunu yaşayanların, ölçeği büyütmeleri için ihracat yapmaları ve bu yolla küresel zincire eklemlenmeleri sadece dirençlerini değil aynı zamanda algılarını da iyileştirecektir. Bir tam kapanma daha yaşanırsa, sadece iç piyasaya mal üreten firmalarının ayakta kalamayacağı kesin. “Olmazsa olmaz” bazı mal ve hizmetleri üretenler bile risk altında diyebilirim.

Kredi davranışlarından, tahsilat ve tedarike kadar yeni bir salgın ile kapanma durumunda neler yapılması gerektiğini anlattım. Ancak bunlar da “garanti” sağlamaz. Soğukkanlı olmak, insan kaynağının gelişmesine ve dijitalleşmeye inanmak gerekiyor.

Prof. Dr. Emre Alkin

Ara